Nesrin Kılıçay: Kadın Üniversiteleri Çağ Dışı | Yeni Bizim Adana Gazetesi Web SitesiYeni Bizim Adana Gazetesi Web Sitesi

SON DAKİKA

Nesrin Kılıçay: Kadın Üniversiteleri Çağ Dışı

Bu haber 26 Temmuz 2019 - 9:29 'de eklendi ve 397 views kez görüntülendi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kadın Üniversitelerini kurmak için talimat vermesi kadın haklarını savunan derneklerin tepkisini çekti. Kadın Üniversitelerin kurulmaması yönünde tepki gösteren Cumhuriyet Kadınları Derneği’ de tüm Türkiye’de imza çalışması başlattı. Konuyla ilgili Cumhuriyet Kadınları Derneği Adana Şube Başkanı Nesrin Kılıçay ile bir araya geldik.  Kılıçay “Dünyada ki birçok ülkeden daha önce seçme seçilme hakkı kazanmış Türk kadınını ayrı bir üniversiteye koymak kadın ve erkeği birbirinden izole etmeye çalışmaktır. Kesinlikle karma eğitim şart” dedi.

Amerika ve Japonya da olan kadın üniversitelerin başarı sıralamasına bakıldığında başarısız olduğundan bahsederek “Okulları kadın ve erkek diye ayırmak ülkemizi ileriye değil daha geriye götürmektedir. Biz Kadın Üniversitelerine karşıyız. Kadının onurlu, başı dik şekilde çağdaş yaşamda yerini bulması gerekiyor. Kadın Üniversiteleri çağ dışıdır” şeklinde konuştu.

İlk olarak Cumhuriyet Kadınları Derneği hakkında bilgi verir misiniz?

Cumhuriyet Kadınları Derneği 20 yıllık bir dernek. Türkiye çapında yüze yakın şubesi var. Genel merkezimiz Ankara’da. 90’lı yıllarda yükselen kadın hareketinin sonucunda örgütlenerek mücadele etmenin daha güçlü olunacağından yola çıkarak kadınlarımız tarafından Cumhuriyet Kadınları Derneği kuruldu. Ve kısa sürede Türkiye çapında örgütlendiler. Derneğimizin amacı; Cumhuriyetimiz ile birlikte kurulmuş olan İstiklal Savaşıyla kazandığımız Misak-i milli sınırları içinde, ülkenin bölünmez bütünlüğüyle birlikte kazandığımız bağımsızlığın korunması, ekonomik ve sosyal haklar yönünden kazanılmış hakların devam ettirilmesi ve ileriye götürülmesidir. Bu amaçla da Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı,devrim kanunlarını savunan bir duruşumuz var. İçinde kadın geçtiği için genellikle yardım derneği olarak algılanabiliyor. Bizim ki bu anlamda bir yardım derneği değil.  Herhangi bir ülkeden, devletten bağış ve yardım almıyoruz. Tamamen kendi öz kaynaklarımızdan, üyelerimizin verdiği aidatlarla kendi masraflarımızı karşılamaya çalışıyoruz. Yaptığımız çalışmalar ülkenin gündemine göre değişiyor. Mesela bir dönem kadınların tecavüzsüyle evlendirilmesine yönelik mecliste bir yasa hazırlanmıştı. Basın açıklaması yaparak imza masası kurduk bunun gerçekleşmemesi yönünde. Çocuk yaşta kızlarımız gelin olmasın diye ona karşı bir imza kampanyası başlattık. Yine anayasa çalışmaları sırasında adında cumhuriyet geçen bir dernek olarak taraf olduk. Cumhuriyet değerlerimize karşı çıkmaktır bu diyerek tepki verdik. Hatta yeni anayasaya hayır bildirileri de bastırarak kendi derneğimiz adına sokak sokak dolaşarak bu çalışmaları yaptık. En son geçen yıl danıştaydan iptal edilen andımızın okutulması konusunda Türkiye çapında bir imza kampanyası yürüttük. Tüm yaptığımız bu çalışmalar kapsamında insanlara ön yargılı bakmamak, partilerine göre kategorize etmemek gerektiğini gördük. Her kesimden vatandaşlarımız imza attılar. Buda bundan sonra ki çalışmalarımızda hedef kitle açısından ayrım yapılmadan tüm vatandaşlarımıza yönelik çalışmalar yapmak gerektiğini gösteriyor.

Gündemde olan Kadın Üniversitesi kurulma çalışmasıyla ilgili derneğinizin izlediği yol nedir?

Kadının Çağdaş Yaşamda Yerini Bulması Gerekiyor

Buna yönelik olarak Cumhuriyet Kadınları öncülük yapıyor. Tüm Türkiye’de  şubelerimiz imza masaları açtılar. Şu anda da devam ediyor. Neden buna karşısınız diye soracak olursanız; Kadın üniversiteleri, dünya tarihine baktığımız zaman bir geçiş sürecinde kurulmuş okullardır. Geçiş döneminde kadın ve erkek bir arada olmaz, karma eğitimin sağlanmaz, kadınlara yeterince eğitim, çalışma ve oy hakkı verilmez. Kadın üniversiteleri Japonya ve Amerika’da var. Aslında bu okulların geçiş dönemi okullar olduğunu biliyoruz.

Dünyada ki birçok ülkeden daha önce seçme seçilme hakkı kazanmış Türk kadınını tutupta ayrı bir üniversiteye koymak kadın ve erkeği birbirinden izole etmeye çalışmaktır. Kadını ve erkeği birbirine karşı yabancılaştırmak ve düşman etmektir.   Dünya sıralamalarına baktığımız da hiçbir zaman kadın üniversiteleri başarılı olamamıştır. Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyetinde hiçbir zaman kadın üniversiteleri kurulmamıştır. Tamam, bizim ülkemizde de kız veya erkek lisesi olmuştur ama dediğimiz gibi bir geçiş dönemin de gerçekleşmiş. Fakat zaman içerisinde de Milli Eğitim Bakanlığı’nın da temel ilkelerinde kabul edilmiş olan karma eğitime geçmiştir bu okullarda.  Şu anda kız meslek lisesinde açılmış okullarda bile erkek öğrenciler vardır. Yani bu anlamda okulları kadın ve erkek diye ayırmak ülkemizi ileriye değil daha geriye götürmektedir. Biz Kadın Üniversitelerine karşıyız. Kadının onurlu başı dik şekilde çağdaş yaşamda yerini bulması gerekiyor. Kadın Üniversiteleri çağ dışıdır. Karma eğitimle devam edilmesi şart.  Yeni bir okul, üniversite yapılacaksa cinsiyete dayalı değil, çocuklarımız gençlerimiz daha iyi nasıl bir eğitim alabilir diye düşünmek gerekir. Bugün artık kadının yapamayacağı hiçbir meslek yok. Beyin gücüyle yapılan her işi kadınlar halledebiliyor.  Hem ülkemizde hem de dünyada kadının yapamayacağı hiçbir şey yok.  Kadın üniversiteleri daha sonra da kadınlar arası bir ayrımı getirecek. Kadın üniversitelerine giden kadınlar ve diğer üniversitelere giden kadınlar olarak ayrılacak. Bunlar bile kendi aralarında hizipleşme işinde olacaklar. Daha çok ülkeyi birleştirmek,bütünleştirmek için çaba göstermek gerekirken tam tersine ayrışmaya yol açacak bir durum.

Aslında dışarıdan bilinçsiz insanların baktığı açı şu; Kadınlar daha iyi ibadet edecek bir üniversite istiyorlar. Kurulsun, sanki sana ne zararı var şeklinde oluyor genellikle…

Evet, bu dediğin tepkileri bizde imza masalarında aldık. Tabi ki bizim her görüşe saygımız var.  Biz zaten bu tepkileri aldığımız zaman gerekçelerimizi açıklıyoruz. Kimsenin kimseye ibadetine, inancına karıştığı yok. Bizim ülkemiz kadar dinini inancını yaşayan hiçbir ülke yoktur. Bugün gidin yabancı ülkede bu kadar özgür yaşayamazsınız. Her yerde mescit var. İbadete yönelik dinimizin kuralları da vardır. İnsanların belli dönemlerde ibadetini  yapamıyorsa mazereti varsa zaten her yerde mescitler ve camiler var.  Bunun rahatlıkla olup olmaması bir sıkıntı değil. Onun dışında dinine uygun kıyafetler giyerek zaten rahatlıkla üniversitelere gidiliyor. Bunu engelleyen bir şey yok ki.  Bunu ben anlamıyorum. Bu başka bir amaca hizmet eden bir şeydir. Daha çok ayrıştırmaya ve insanları bölmeye yönelik olan bir durum.

Kadına Şiddet ve cinayet olaylarında yaptırımlar var ama uygulanmıyor. Yaptırımları uygulama konusunda  yeterlilik için ne yapılmalı?

Kadınlara İmkan Verilmesi Gerekiyor

Evet, yaptırımlar var, yok değil. Günümüzde hem kadına hemde çocuğa yönelik daha doğrusu fiziksel olarak güçsüze şiddet uygulamak her zaman daha ağır ceza gerektiren bir şeydir. Şu anki mevzuatımızda ceza veriyor. Çocuğa karşı bir istismar olduğunda vs. cezalandırılabiliyorlar. Burada önemli olan bunun nasıl uygulandığı. Yoksa mevzuatımızda cezalar var. Uygulanması da o kanunu uygulayacak kişinin hayata bakışıyla ilgili bir şey. Kendi kafasında bunu eğer görmüyorsa daha hafif bir ceza verebilir. Bazen kamuoyunun çok ses getirdiği dosyaları görüyoruz ama çok düşük bir cezayla insanlar serbest bırakılıyorlar. Kamuoyunun da vicdanı sızlıyor tabii.  Birde sırf onu şiddet olduktan sonra değil, öncesinde de korumak lazım. Tabi ki bu konuda çalışma yapan kitle örgütleri var.  Şiddete karşı kadınlar ne yapmalı diye eğitim ve seminer veriyorlar. Fakat bunlar geçici çözümler.  Oysa ki bizim bu kadınlara kendi ayakları üzerinde duracağımız imkanı vermemiz gerekiyor.  Bu insanlara meslek edindirmemiz ve iş imkanını vermemiz lazım. Bu anlamda hem yerel hemde genel yönetimlerin sıkı çalışması gerekir. Daha çok eksiğimiz var çünkü.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Özellikle kadınların eğitiminin çok önemli olduğunu söyleyebilirim.Erkekten çok kadının eğitilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü çocukları yetiştiren genellikle kadınlar. Kadın ne kadar güçlü ve eğitimli olursa çocuğunu da o yönde yetiştirir. Gelecek bir neslin oluşmasında kadınlar emek veriyor. En büyük emek onların. Eğer kadın, kız ve erkek çocuğunu farklı biçimlerde yetiştirip,eşit davranmazsa  o zaman onların nesli de onu tekrarlayan bir nesil olur.  Yani eğitim şart. Birlikte yaşamayı öğrenmemiz ve karma eğitimin devam etmesi lazım.

 

 

Özel Röportaj: Ezgi Türe