Gün geçmiyor ki yeni bir sosyal medya platformu ile karşılaşmayalım. Daha önceleri MSN Messenger, sonra Facebook akabinde Instagram, Twitter ile meşgul oluyorken şimdi ise TİK TOK adlı bir kısa video paylaşım platformuyla adeta yer yerinden oynadı. Amerika’dan, Çin’e, Mısır’dan Rusya’ya dünyanın dört bir yanına çok kısa sürede yayılan bu video çekme hastalığı maalesef neslimize bir virüs gibi yayılmıştır.

TikTok’un çocuk ve ergen beynine verdiği hasar, ilerleyen dönemde daha hissedilir hale gelecek. Diğer sosyal medya araçları da masum değil ama TikTok başka.
Şu an için en çok hissettiğiniz çocuklarınızın; Dikkat süresinde azalma,
Konsantre olamama,
Bir işi sona erdirememe
Vurdumduymazlık / umursamazlık,
Hiçbir şeyle mutlu olamama,
Sürekli haz halini devam ettirmek için her an yeni bir şey almanız gerekmesi.

Ama başka şeyler de var.
Örneğin TikTok’da bir video sadece bir defa oynatılmıyor. Aynı kişi bazen 10 defa üstüste o kısa videoyu izliyor. Sürekli tekrar eden ritmde bir müzik buna eşlik ediyor.

Örneğin “oh no, oh no no no no no” gibi.

Daha sonra bu rahatsız edici ses zihninize takılıyor. Seslerin beyin dalgalarını değiştirici özelliği var.

Örneğin klasik müzik dinlemek beynin her alanını senkronize ediyor.

TikTok müziğinin sürekli tekrarlanmasının beyin üzerine etkilerini biliyor muyuz?

Şimdi söyleyeceklerim biraz spekülasyon olacak ama ünlü nörolog Ramachandran der ki; “Bilimde önce belli bilgilerimize dayanarak speküle etmezsek, test edip gerçeklere ulaşamayız”

Belli tekrarlayan sesler, hem işkence metodu olarak, hem de beyin yıkama tekniklerinde kullanılır.

Sürekli TikTok’da vakit geçiren çocuk/ergenlerin bakışlarının zaman zaman bomboş/anlamsız olduğunu fark ettiniz mi?

Sorgulamayan beyinler yetiştirmek için güzel bir metot.