Özlem Pekduraner Adana’nın arzu edilenden geri kaldığının altını çizerek, “Adana, verimli topraklara, tarihi güzelliklere, zengin yemek kültürüne, elverişli iklim koşullarına sahip olmasına rağmen maalesef sosyo-ekonomik açıdan arzu edilen düzeyin gerisinde kalmıştır. Bahsettiğim özelliklere sahip olması nedeniyle de göç hareketlerinin yoğun olduğu bir şehirdir” diye konuştu.
Son yıllarda düzenlenen festivaller ve fuarların bölgeyi tanıtmada önemli rol aldığını kaydeden Pekduraner, “Güzel şehrimiz cazibe merkezi haline geldi ve bölge ekonomisi güç kazandı. Konaklama, yeme-içme vb. sektörlerde katma değer sağladı. Bu tür ticari ve kültürel etkinliklerin artması kent kimliğinin ön plana çıkmasını sağladığı gibi üreticileri de tüketicileri de sevindirdi” dedi.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve aynı zamanda 7/24 MEDYA gazetesinin imtiyaz sahibi Özlem Pekduraner ile bir araya geldik. Sorduğumuz sorulara tüm samimiyetiyle cevap veren Pekduraner ile Adana’yı ve sektörü hakkında konuştuk.
Özlem Hanım Mali Müşavirlik, Basın, Dernek gibi birçok alanda faaliyet gösteriyorsunuz. Biraz bunlardan bahsedebilir misiniz?
2008 yılında mali müşavirlik ruhsatımı aldım ve hâlâ mali müşavirlik mesleğini icra ediyorum. Beş yıl Pozitif Yaklaşım İş Hayatını Geliştirme Derneği’nin başkanlığını yaptım. Beş yıl yazılı ve görsel basında aktif olarak yer aldım. Yaklaşık beş yıl farklı radyolarda toplumsal bilinci artırmaya yönelik programlar hazırlayıp, sundum. Yine beş yıl Adana Kanal A’da ana haber bültenini ve “Senkron” adlı iş dünyası ile ilgili program hazırlayıp sundum. Yaklaşık üç yıldır da 7/24 MEDYA gazetesinin imtiyaz sahibiyim. Mesleğimi icra ederken kaliteye ve disipline önem veriyorum. Medya sektöründe aktif olarak yer alınca çok yönlü düşünüp, olayları farklı şekillerde yorumlama, değerlendirme imkanım oluyor.
Aynı zamanda bir basınla da ilgilendiğiniz için gündemi sürekli takip etme şansınız oluyor, sizin gözünüzden şu an Adana ne durumda?
Adana, verimli topraklara, tarihi güzelliklere, zengin yemek kültürüne, elverişli iklim koşullarına sahip olmasına rağmen maalesef sosyo-ekonomik açıdan arzu edilen düzeyin gerisinde kalmıştır. Bahsettiğim özelliklere sahip olması nedeniyle de göç hareketlerinin yoğun olduğu bir şehirdir. Göç olgusu, bir kenti ekonomik, sosyolojik, kültürel yönleriyle etkiler. Göçün beraberinde getirdiği olumsuzlukları bertaraf etmek, toplumsal refahı, barışı sağlamak için göç politikasının dengeli, doğru ve etkili bir şekilde yürütülmesi gerekir. Ayrıca salt göç almayıp, beyin ve sermaye göçü verdiğimizin de altını çizmek isterim.
Bunların yanı sıra bildiğiniz gibi son yıllarda revaçta olan festivaller, fuarlar bölgemizi tanıtmada önemli bir rol oynayarak güzel şehrimizi cazibe merkezi haline getirdi ve bölge ekonomisine güç kazandırdı. Konaklama, yeme-içme vb. sektörlerde katma değer sağladı. Bu tür ticari ve kültürel etkinliklerin artması kent kimliğinin ön plana çıkmasını sağladığı gibi üreticileri de tüketicileri de sevindirdi. Festivaller ve fuarlar sayesinde Adana’nın güzel, iyi yönlerine dikkat çekilip, Adana ile ilgili basında yer alan adliye olaylarının, olumsuz haberlerin önüne geçildi.
İnsanlara dokunuyorsunuz, sizce en çok sıkıntı nedir?
Çok olumsuz bir tablo çizmek istemem ama gerçeklere de arkamızı dönemeyiz. Bir dokunuyoruz bin ah işitiyoruz. Özellikle işsizlik had safhada. Yaşanan ekonomik sıkıntılar, sosyal sınıflar arasındaki gelir dağılımı adaletsizliğinin artması, temel ihtiyaçların karşılanmasında yaşanan güçlükler bireyleri derinden etkileyerek onlarda psikolojik, fiziksel sorunlara yol açıyor. Geçim sorunlarının yanı sıra insanların madde odaklı olmaları, maneviyattan giderek uzaklaşmaları da sosyal ve ahlaki çözülmelere sebep oluyor.
Yaşanan bu olumsuzlukların önüne geçebilmek için yeni istihdam alanları oluşturulmalı. Daha çok yatırım teşviki alınmalı. İşverenlerin işçilik maliyetleri azaltılmalı. Yerli ve yabancı sermaye çekilmeli. Kamu sektörü, özel sektör, sivil toplum kuruluşları güç birliği, iş birliği yapmalı. Üretim için gerekli olan teknik bilgi ve becerilere sahip ara eleman yetiştiren meslek okullarına önem verilmeli.
Çalışanların en çok merak ettiği konulardan biri iş kazaları ve bunun neticesinde sigorta, ne tip şartları var?
Çalışma hayatında çeşitli mesleki risklerle karşı karşıyayız. İş kazaları neticesinde her yıl çok sayıda kişi hayatını kaybetmekte ya da iş göremez hale gelmektedir. İş kazalarına neden olan faktörlerin tespit edilip, bertaraf edilmesi gerekir.
Kimi zaman işverenler işçinin sağlığı ve güvenliği için yaptığı masrafları maliyet unsuru olarak değerlendirmektedir. Bu, maliyet unsuru olarak görülmemeli ve işveren iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili yapmış olduğu masrafları işçiye yansıtmamalıdır. Ayrıca iş kazası gerçekleşmeden katlanılan maliyetin kaza gerçekleştikten sonra katlanılacak maliyetten çok daha az olduğu unutulmamalıdır. İş kazaları gerçekleşmeden ve gerçekleştikten sonra işverenlerin yapmakla yükümlü olduğu şeyler de vardır.

