KİTAP OKURKEN AŞK VE SEVGİ KORKUSU | Yeni Bizim Adana Gazetesi Web SitesiYeni Bizim Adana Gazetesi Web Sitesi

SON DAKİKA

KİTAP OKURKEN AŞK VE SEVGİ KORKUSU

Bu haber 12 Mayıs 2022 - 11:45 'de eklendi ve 264 views kez görüntülendi.

Masal dinlemek çocukluğumuzda en zevk aldığımız etkinliklerden biridir. Sadece çocukluğumuzda mı acaba? Ben âlâ severim masal dinlemeyi. Masal insanı ufkunu açar. Düşünme ve hayal kurma gücüne güç katar. Hayallerini besler. Çocukluğumuzda okuduğumuz veya üyüklerimizden dinlediğimiz masallara göz atalım isterseniz!

“Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” hepimizin bildiğ masalların başında gelir. Üvey annesi cadıdır. Kıskanç bir kadındır. Sihirli bir aynası vardır. Pamuk Prenses'e eziyet eder. Sarayda hiç hizmetçi ve uşak yokmuş gibi en ağır işleri ona yaptırır. Bu arada kral olan baba hiçbir şeyin farkında değildir. Kendisinden güzel olduğunu sihirli aynadan öğrenen cadı kraliçe Pamuk Prenses'i öldürüp kalbini getirmesi için bir adamını görevlendirir. Adam kıza kıyamaz, bir ceylanı öldürüp ceylanın kalbini cadı kraliçeye verir. Ormanda küçük bir kulübe gören Pamuk Prenses cücelerle tanışır ve onlarla yaşamaya başlar. Bir süre sonra Pamuk Prenses'in yaşığını öğrenen cadı kraliçe kılık değiştirerek yedi cücelerin yaşadığı kulübeye gider. Zehirli elmayı Pamuk Prensese yedirir. Çalıştıkları madenden akşam evlerine dönen cüceler onu gömmezler, camdan bir tabut yaptırırlar. Tesadüfen başka bir ülkenin prensi bu cam tabutu görür. Pamuk Prenses'i öpünce prenses canlanır.  Birbirlerine âşık olan Pamuk Prenses ve prens evlenirler.  Üvey anne kırk katır veya kırk satırla cezalandırılır.

Hadi bu masalı biraz irdeleyelim. Çocuk bu masalda hangi yargılara ulaşacaktır bakalım.

1)Üvey anneler kötüdür. Çocuklara eziyet ederler.

2)Üvey annelerin yaptıkları zulümleri babalar fark etmezler.

3)İnsanı öldürüp kalbini çıkartmak düşüncesi yerine ceylanı öldürmek ve kalbini çıkarmak iyi fikirdir.

4)Bir prens öpünce ölü prenses dirilir. Nasıl bir mucizeyse artık!

5)Hemen âşık olup evlenirler.

6) Üvey anneye verilen ceza da insanlık dışıdır. Gerekirse kötüleri öldürmek lazımdır.

Bu masalın mesajlarını hep birlikte gözden geçirelim. “Yüz Sene Uyuyan Prenses” masalında da perilerden birinin lanetiyle yüz yıl uyuyan prensesin yine prensin öpücüğüyle dirildiği konu ediliyor. “Külkedisi” masalına hiç bulaşmayayım diyeceğim ama neyse başladım bir kere! Prensle evlenmek için yarışan hanımların giyinip kuşanarak, süslenip püslenerek baloya iştirakleri ve beğenilme savaşları anlatılıyor. Prensin onlarla ilgilenmeyip bütün gece sadece Külkedisi ile dans etmesi ve Külkedisi'ne âşık olması konu ediliyor. Külkedisi'nin kaçarken düşürdüğü cam ayakkabıyı bütün ülkedeki kızlara denetmesi bence çok komiktir. Ayakkabı numaraları bellidir. Prensin sadece ayakkabı deneterek kızı bulma çabaları da tuhaf…  “Kurbağa Prens” masalını anlatmayacağım. Kurbağayı öpme fikri bile yeterince mide bulandırıcı!

Çocuklarımız henüz okula başlamamışken kafalarını bunlarla dolduruyoruz. Sonra “Benim çocuğum daha on bir yaşında. Kitapta aşk sözcüğü geçmesin.” diyorsunuz. Kuzum aşktan, sevgiden neden bu kadar korkuyorsunuz? Kaldı ki beş yaşındaki çocuklarınıza yukarıdaki masalları az mı anlattınız ki! İnsana “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” demezler mi hiç!

Sonuç olarak ebeveynlere tutarlı olmalarını ve istikrarlı davranmalarını tavsiye ediyorum. O halde işe en önce masallardan başlayalım ne dersiniz? Sevgiyle kalın. Kitapla kalın. Okumaktan korkmayın lütfen!

Harika Ufukharikaufuk@hotmail.com