KADININ ADI VAR | Yeni Bizim Adana Gazetesi Web SitesiYeni Bizim Adana Gazetesi Web Sitesi

SON DAKİKA

KADININ ADI VAR

Bu haber 06 Aralık 2019 - 13:00 'de eklendi ve 1.052 views kez görüntülendi.

MUAZZEZ UĞURLUTEPE


“Kadınlar arasında örgütlü beraberlik, mücadele yapılmalıdır”

Cumhuriyet Halk Partisi’nde çeşitli görevlerde bulunan Muazzez Uğurlutepe, kadınların özellikle siyasette var olması gerektiğini kaydetti. Uğurlutepe, “En çok kadınların siyasette olmalarını arzularım, çünkü kadının elinin değdiği yer güzelleşir, kadın merhametli olduğu kadar adaletli ve uzlaştırıcıdır. Devlet başkanları kadınlar olsa dünyada barış sağlanır” dedi.

Kadınların siyasette de normal yaşamda da kendi emeklerini kullandırmamalarını söyleyen Muazzez Uğurlutepe, “ Mutlaka emek vereceklerdir ama kadınlar güç birliği içinde olsunlar. Kadınlar arasında örgütlü beraberlik, mücadele yapılmalıdır. Özellikle ev kadınlarına tavsiyem, ekonomik özgürlüklerini kazanıp, kendilerini yetiştirmeleridir” şeklinde konuştu.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Adana’da doğumluyum. Maraş Sağlık Meslek Lisesi Mezunu olduktan sonra Sağlık İdaresi Yüksek Okulu mezunu oldum. Ebe Hemşireyim.

Siyasi hayatınızdan bahsedebilir misiniz?

Siyasi hayatıma SHP’de kadın kollarında başladım. Zaten çevremde CHP’li olduğum biliniyordu. Emekli olduktan sonra kadın kolları başkanı olarak göreve başladım.  Devlet sektöründe çalışmamdan dolayı siyasetle aktif olamıyordum, emekli olduktan sonra 1978 yılında siyasete girdim ve aktif olarak çalışmaya başladım. Çalışma sürecinde faaliyetlere katılıyordum, bundan dolayı sürgüne yollandım ve birçok badireler atlattım.

İş hayatımda da gurur duyacağım şeylere imza attım. Adana belediyesinde binlerce doğum yaptırdım, binlerce çocuk ellerime doğdu ve dünyaya merhaba dedi. Çukurova ÇÖZ’de birçok etkinliklerim oldu.  Bilet satarak yemek verirdik, onun geliriyle ihtiyacı olanlara yardım ettik… Hem mesleğim hem siyasi çalışmalarımla Adana’da herkesçe tanınan sima oldum.

Bir kadın olarak siyasette zorlandınız mı?

Siyasete çok emek verdim ama karşılığını alamayanlardan biriyim. Kadın olmanın zorluklarını yaşadım, sizin kariyeriniz ve başarınız maalesef erkek egemenliğinde, erkeklerin iki dudaklarının arasında oluyor. Ben yılmadım, mücadele ettim, haksızlığa baş kaldırdım. Bu süre zarfında da çok yıprandım. Tabi ki kadınlarımız annedir, yürekleri insan sevgisiyle doludur, çok çabuk inanırlar ve hatta verilen sözlere kanarlar. Siyasette de böyledir. Bizi destekleyin, hep beraber yol alalım, denir ama bir yere gelince darbeyi zayıf olana erkekler vurur, biat ettirip güçlü olanı diskalifiye ederler.

KADIN GÜCÜNÜ KANITLADIM

Siyasette ne zaman kendi emektarlarına sahip çıkarsa o zaman başarı sağlanır. Parti başkanları üç ayda bir kadınları toplayıp önerilerini sorsa, sorunları çözümlese daha aktif olunur. Güçlü durmamın en büyük destekçisi de çevremin beni iyi tanıması ve doğrularımın doğru olduğunu bilmeleridir. Hiç bir zaman zorluktan kaçmadım, ben kadınım yapamam demedim, her zaman engelleri aşacak gücü kendime eşitledim ve ataerkil toplumda kadın olarak kendi adımı duyurdum ve kadın gücünü kanıtladım.

KADIN SİYASETTE DAHA DA ZORLANIYOR

Ev kadınları kendi yaşamında da zorluklar çekiyor, benim gibi çalışan ve üstelik siyasette bulunan kadınların da zorlukları daha farklı oluyor. Ataerkil toplumda ailedeki erkeklerin baskısı ve üstüne toplumdaki iş ve siyasetteki erkeklerin içinde mücadele etmek, daha bir zorluklar getiriyor. Daha güçlü olmak zorunda oluyoruz. Hem politika, hem ev kendime evime vakit ayıramadığım zamanlar oldu. Ayrıca siyaset öyle nankördür ki verdiğin çaba, emek bir anda göz ardı edilir.  Hiç emek vermeyenler bir bakmışsın gelmiş, makam koltuklarına oturmuş olur.

Kadınlara neler söylemek istersiniz?

Kadınlarımıza diyeceğim siyasette de yaşamda da kendilerini emeklerini kullandırmasınlar mutlaka emek verecekler ve güç birliği içinde olsunlar. Kadının kadını tutması lazım, kadınlar arasında örgütlü beraberlik, mücadele yapmalılar. Ev kadınlarımıza tavsiyem, ekonomik özgürlüklerini kazanıp, kendilerini yetiştirsinler. Erkeğe bağlı oldukça seslerini duyuramazlar. Mutlaka okumamış imkanı olmayan kadınlarımızda var yaşamda onlarda kadın destek programlarına katılıp, kendilerini geliştirebilirler ve evlerinde dahi el emeği göz nuru yaptıkları ürünleri pazarlayabilirler.

HAKKINI ARAMAYANA, HAK VERİLMEZ

En çok kadınların siyasette olmalarını arzularım, çünkü kadının elinin değdiği yer güzelleşir, kadın merhametli olduğu kadar adaletli ve uzlaştırıcıdır. Yeter ki kendi aralarında bir birlerini tutsunlar. Devlet başkanları kadınlar olsa dünyada barış sağlanır. Kadın hakkını aramalıdır, çünkü hakkını aramayana hak verilmez.

ELBİ KAYHAN

 

 

 

KENDİNE İNAN VE GÜVEN…

Birçok işlere imza atan genç kadın girişimci Elbi Kayhan, kadının güçlü olması için ilk önce kendine güvenmesi gerektiğinin altını çizdi. Genç yaşlarda iş hayatına atılan Elbi Kayhan, kadının eğitiminin oldukça önemli olduğunu ifade ederek, “Bir kadının gerçekten ayakta durabilmesi ve hiç kimseye muhtaç olmaması için öncelikle eğitimine çok önem verilmelidir” diye konuştu.

ELBİ Boutique sahibi, aynı zamanda Yeliz Doğramacılar’ın asistanlığını yapan Elbi Kayhan, elinde bir sihirli değnek olsa kadınlara önce özgüven için dokunacağını belirtti. Kayhan, “Bir kadın kendine güvendiği ve inandığı zaman o kadının yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Yeter ki kendine güveni olsun ve kendine inansın” dedi.

Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

3 Ocak 1990 Silifke doğumluyum. İsmim Elbi ve ismimden dolayı da aslında büyük sorun yaşıyorum. İsmim anlamı kalbim demek, bunu da belirtmek isterim. Evliyim, iş hayatına 2008 yılında başladım. 2008 yılında özel bir bankaya girdim. 2018 yılında da ayrıldım. Daha sonra Yeliz Yeşilmen ile çalıştım, asistanlığını yaptım. Şimdi de Yeliz Doğramacılar’ın asistanlığını yapıyorum. Ayrıca çalıştığım özel bankadan ayrıldıktan sonra 2012 yılında kıyafet sektörüne başladım. Birkaç tane güzellik merkezi ve kuaförde askılığımın olduğu stant vardı. Daha sonra da kendi iş yerimi açtım. Elbi adında kadın giyim butiğim var. Bunun yanı sıra instagramda ( kadınlarvealisveris sayfası) ürünlerimin satışını yapıyorum.

Çok genç yaşlarda ayakta durmayı başardınız. Ailenin verdiği bir güç mü var yoksa kendi gücünüzle mi başardınız?

Aslında annemden de kaynaklandığını söyleyebilirim. 1998 yılında babamı kaybettim. Bizim bir kireç ocağı fabrikamız vardı. Babamı kaybettikten sonra orayı annem devir aldı. Annemin ticaretle ve iş hayatı ile ilgili alakası olmayan bir insandı. Babamdan dolayı da rahattı. Annem bu işleri devir aldıktan sonra bana da çok büyük sorumluluk kaldı. Annem iş dolayısıyla birçok yerlerde olmak zorunda kalıyordu. Örneğin inşaatlara gitmesi gerekiyordu, yeni yerler ve imkanlar oluşturması gerekiyordu. Annem olmadığı zamanda fabrikanın başında ben duruyordum. O yüzden de liseyi bitirdikten hemen sonra da iş hayatına başladım. Bu arada 2 üniversite okudum. Önce işletme okudum daha sonra bankacılık ve sigortacılık okuyarak iki diploma aldım.

Sizce toplumda kadının statüsü nedir?

Toplumda kadının statüsü bence en başta olmalıdır. Çünkü kadın annedir, öğretmendir, kadın her şeydir. Kadın olmazsa hiçbir şey olmaz. Yeri geliyor bir anne, yeri geliyor bir baba, yeri geliyor çocuğuna bir öğretmen oluyor. Kadın bir anne olarak ne verirse toplumda o şekilde yetişiyor.

Sizce bir kadının ayaklarının üstünde durabilmesi için neler yapması gereklidir?

Önce eğitimli olması gerekiyor. Bir kadının okuması gerekiyor ve gerçekten altın bileziğinin olması gerekiyor. Bir kadının gerçekten ayakta durabilmesi ve hiç kimseye muhtaç olmaması için öncelikle eğitimine çok önem verilmelidir. Eğitimi de yoksa gerçekten bizim çok üreten kadınlarımız var. Örneğin inek sağıyor, sütten yoğurt, peynir yapıp satıyor. İnanın burada iş yerimin önünde bile sabahtan akşama kadar kimi kadın evde işledikleri örgüleri bile satıyorlar. Yani kadın üretmelidir. Kadın asla köşesine çekilmemelidir.

Adana’ya gelecek olursak, kadınları burada nasıl görüyorsunuz?

Adana tarım memleketi olduğu için gerçekten üreten kadın oldukça fazla var. Ama inanın eskisi gibi değil, eskiden kadınlar daha çok evde otururlardı, şimdi öyle değil. Adana’da gerçekten üreten kadın sayısı fazla, KOSGEB’e başvuruyorlar, oradan bir şeyler yapıyorlar. Adana bu anlamda gerçekten kendini geliştirdiğini düşünüyorum. Şöyle bir caddeden gidin, göreceksiniz ki işyerlerinin yarısından fazlası kadın işletmeci var. Adana’yı kadınlar açısından şanslı görüyorum.

Daha kırsal kesimlere gittiğimizde biraz daha kadın arka planda tutulduğunu görüyoruz, kadına şiddet toplumun kanayan yarası oldu. Siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?

Biz Müslüman bir ülkeyiz, gerçekten kadına şiddet konusunda inançlarımıza göre korkmamız gerekiyor. Çünkü inancımız gereği erkeklerin gerçekten kadınlara şiddet uygulamaması gerekiyor. O yüzden şiddet gören kadın çocuğuna bile hiçbir şekilde eğitim veremez. Eğer bir erkek gerçekten bir aile istiyorsa, şiddet uygulamamalıdır. Şiddetin içinde yetişen bir çocuk asla topluma faydalı olamaz, gördüklerini uygulayacaktır. Şiddetin her türlüsüne karşıyım, ne olursa olsun şiddet olmamalıdır.

Elinizde bir sihirli değnek olsa bir kadına dokunduğunuzda ne yapmak isterdiniz?

Sihirli bir değneğim olsa bir kadına önce özgüven için dokunurdum. Çünkü bir kadın kendine güvendiği ve inandığı zaman o kadının yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Yeter ki kendine güveni olsun. Ben bazen şahit oluyorum, siz burayı nasıl açtınız, nasıl cesaret ettiniz, diyen kadınlarla karşılaşıyorum. Öncelikle bir kadının özgüveni olmalı, ikincisi de eğitimi olmalıdır. Bir sihirli değneğim olsa bir kadına ilk önce özgüven daha sonra da hırs vermek isterdim. Bunun ikisi olunca inanın kadının başaramayacağı hiçbir şey yoktur.

Son olarak buradan kadınlara neler söylemek istersiniz?

Kesinlikle kendilerine inansınlar, güvensinler. Ben özel bankada çalışırken, hem asistanlık yapıyordum, hem de bir tane güzellik merkezinin içerisine askılık koymuştum orada ürünlerimi sergiliyor ve satıyordum. Ben aynı anda 3 iş yapıyordum. Ayrıca instagram üzerinden satış yapıyordum. O yüzden bir kadın isterse her şeyi yapabilir, o yüzden kendilerine güvensinler ve asla pes etmesinler.

MELTEM SARIGEÇİLİ

 

 

 “Kadın değişirse dünya değişir”

Gazetemize nezaket ziyaretinde bulunan CHP Sarıçam İlçe Kadın Kolu Başkanı Çevre Mühendisi Meltem Meltem Sarıgeçili ile bir söyleşi yaptık, biz sorduk Meltem Sarıgeçili yanıtladı

Meltem hanım siyasete nasıl atıldınız?

1993 doğumlu Çukurova Üniversitesi mezunuyum, çevre mühendisiyim. Siyasete hobiyle başladım tabi ailemin de bu konuda desteği var. Siyasete önce CHP Sarıçam ilçede gençlik kolu başkanı olarak başladım. Parti okulunda görevim var, 2011 yılında cumhuriyet halk partisi parti okulunu aktif hale getirdi başında da Genel Başkanımızın Baş Danışmanı Aytuğ atıcı bulunuyor .

2018 yılında parti okulu sertifikamı aldım ayrıca parti eğitmenliği yapıyorum. Şu ansa kadın kolları başkanıyım bu görevi seçmemin sebebi Sarıçamın hem yapısından dolayı hemde kadınların artık bir şeyler yapmasını düşündüğüm için bu göreve talip oldum..

Bir kadın olarak Sarıçam ilçede siyaset yapmak nasıl bir duygu?

Sarıçam kırsal tutucu bir bölge, düşünce ve hayat yapısında kadın evinde olacak çocuklarına bakacak ve erkeklerin izin verdiği yere kadar yaşamsal özgürlüklerini faaliyetlerini yürütebilecek bir bölge Eğitim olarak geride kalan bir kadın profili çoğunlukta.

Sarıçam erkekleri kadınların siyasette olmasını pek kaldıramıyor. Örneğin ben CHP Kadın Kolu başkanıyım diyince bir şaşırıyorlar, çünkü şimdiye kadar siyaset denilince direk daha yaşı büyük birileri zihinde canlanıyor.

Peki bu anlayışı siz kırabilecek misiniz?

Cumhuriyet halk partisi tabi bu zihin yapısını değiştirerek gençlerin önünü açtı,gençlerileriyi daha iyi görebiliyor ileri yaştakiler kemikleşmiş bir siyasi görüşü var, gençler birbirini daha iyi bilinçlendirebilir.

Sarıçamda beni kız çocukları gibi görüp bağrına basan oturup fikir alışverişi yapan olduğu gibi, sen kadınsın burada ne işin var çek evine git yemeğini yap anana babana hizmet et diyende var. O zihin yapısını yavaş yavaş değiştirmeye çalışıyoruz. Benle bir ilk gerçekleşti 26 yaşında ilk kadın kolu İlçe Başkanı olma özelliğine sahibim

İnsanlar bir şeyler gördükçe onların bir iki sorununu çözdükçe kafalarda ki, kadın siyaset yapamaz profili yok oluyor, daha bir taktirle gelip sohbet ediyorlar.

 Kadınlar için ne gibi çalışmalarda bulundunuz?

Benim tek amacım evde oturan kadınları harekete geçirmek yaşları ne olursa olsun harekete geçirmek.

Çeşitli projeler yapıyoruz dışarıdaki çevreye sorun çözmeye yönelik projelerde bulunmaya çalışıyoruz. Hastaları ziyaret ediyoruz kimlerin neye ihtiyacı var gıda yardımı kıyafet yardımı partililerimiz yardımıyla ulaştırıyoruz. Parti okulunda küçük küçük iyilikler yapma projeler üretme konusunda. süt kardeşliği projesi yaptık, Mevsimlik tarlada çalışan çadır kurmuş insanlarımız var onların çocuklarına sütlaçlar yapıp dağıttık. Elimizden geldiği kadar çözümler üretmeye çalışıyoruz. Sarıçamda yine ev kadınlarına yönelik el yapımı tarhana çorbası yaptılar ve yine kendi oluşturdukları torbaların içinde satışa sundular. Ev ekonomisine çözümler üretip, kadınların kazanmasına yönelik çalışmalar oluşturmaya çalıştırıyoruz. Kadının adının adı olmasın isteniliyor kadın kendine bakmasın çocuğuna baksın, kocasına baksın evine baksın, kadının hayatı olmasın sosyal aktivitesi olmasın isteniliyor. Kadını ayıp kelimesiyle sindiriyorlar ve bunu da kadınlarımız çocuklarını yetiştirirken daha çok yapıyorlar, kendini kurtaramayan kadınlarımız kızlarını kendi kader zincirine mahkûm ediyorlar. Önce kadınlarımız kendi algılarını değiştirmeliler kadın değişirse dünya değişir

MELTEM SARIGEÇİLİ


 “Kadın değişirse dünya değişir”

Gazetemize nezaket ziyaretinde bulunan CHP Sarıçam İlçe Kadın Kolu Başkanı Çevre Mühendisi Meltem Meltem Sarıgeçili ile bir söyleşi yaptık, biz sorduk Meltem Sarıgeçili yanıtladı

Meltem hanım siyasete nasıl atıldınız?

1993 doğumlu Çukurova Üniversitesi mezunuyum, çevre mühendisiyim. Siyasete hobiyle başladım tabi ailemin de bu konuda desteği var. Siyasete önce CHP Sarıçam ilçede gençlik kolu başkanı olarak başladım. Parti okulunda görevim var, 2011 yılında cumhuriyet halk partisi parti okulunu aktif hale getirdi başında da Genel Başkanımızın Baş Danışmanı Aytuğ atıcı bulunuyor .

2018 yılında parti okulu sertifikamı aldım ayrıca parti eğitmenliği yapıyorum. Şu ansa kadın kolları başkanıyım bu görevi seçmemin sebebi Sarıçamın hem yapısından dolayı hemde kadınların artık bir şeyler yapmasını düşündüğüm için bu göreve talip oldum..

Bir kadın olarak Sarıçam ilçede siyaset yapmak nasıl bir duygu?

Sarıçam kırsal tutucu bir bölge, düşünce ve hayat yapısında kadın evinde olacak çocuklarına bakacak ve erkeklerin izin verdiği yere kadar yaşamsal özgürlüklerini faaliyetlerini yürütebilecek bir bölge Eğitim olarak geride kalan bir kadın profili çoğunlukta.

Sarıçam erkekleri kadınların siyasette olmasını pek kaldıramıyor. Örneğin ben CHP Kadın Kolu başkanıyım diyince bir şaşırıyorlar, çünkü şimdiye kadar siyaset denilince direk daha yaşı büyük birileri zihinde canlanıyor.

Peki bu anlayışı siz kırabilecek misiniz?

Cumhuriyet halk partisi tabi bu zihin yapısını değiştirerek gençlerin önünü açtı,gençlerileriyi daha iyi görebiliyor ileri yaştakiler kemikleşmiş bir siyasi görüşü var, gençler birbirini daha iyi bilinçlendirebilir.

Sarıçamda beni kız çocukları gibi görüp bağrına basan oturup fikir alışverişi yapan olduğu gibi, sen kadınsın burada ne işin var çek evine git yemeğini yap anana babana hizmet et diyende var. O zihin yapısını yavaş yavaş değiştirmeye çalışıyoruz. Benle bir ilk gerçekleşti 26 yaşında ilk kadın kolu İlçe Başkanı olma özelliğine sahibim

İnsanlar bir şeyler gördükçe onların bir iki sorununu çözdükçe kafalarda ki, kadın siyaset yapamaz profili yok oluyor, daha bir taktirle gelip sohbet ediyorlar.

 Kadınlar için ne gibi çalışmalarda bulundunuz?

Benim tek amacım evde oturan kadınları harekete geçirmek yaşları ne olursa olsun harekete geçirmek.

Çeşitli projeler yapıyoruz dışarıdaki çevreye sorun çözmeye yönelik projelerde bulunmaya çalışıyoruz. Hastaları ziyaret ediyoruz kimlerin neye ihtiyacı var gıda yardımı kıyafet yardımı partililerimiz yardımıyla ulaştırıyoruz. Parti okulunda küçük küçük iyilikler yapma projeler üretme konusunda. süt kardeşliği projesi yaptık, Mevsimlik tarlada çalışan çadır kurmuş insanlarımız var onların çocuklarına sütlaçlar yapıp dağıttık. Elimizden geldiği kadar çözümler üretmeye çalışıyoruz. Sarıçamda yine ev kadınlarına yönelik el yapımı tarhana çorbası yaptılar ve yine kendi oluşturdukları torbaların içinde satışa sundular. Ev ekonomisine çözümler üretip, kadınların kazanmasına yönelik çalışmalar oluşturmaya çalıştırıyoruz. Kadının adının adı olmasın isteniliyor kadın kendine bakmasın çocuğuna baksın, kocasına baksın evine baksın, kadının hayatı olmasın sosyal aktivitesi olmasın isteniliyor. Kadını ayıp kelimesiyle sindiriyorlar ve bunu da kadınlarımız çocuklarını yetiştirirken daha çok yapıyorlar, kendini kurtaramayan kadınlarımız kızlarını kendi kader zincirine mahkûm ediyorlar. Önce kadınlarımız kendi algılarını değiştirmeliler kadın değişirse dünya değişir