KADININ ADI VAR | Yeni Bizim Adana Gazetesi Web SitesiYeni Bizim Adana Gazetesi Web Sitesi

SON DAKİKA

KADININ ADI VAR

Bu haber 28 Kasım 2019 - 16:02 'de eklendi ve 333 views kez görüntülendi.

ALEV ATAŞ

 

 

“Güçlü Kadın, Güçlü Türkiye!”

Milliyetçi Hareket Partisi Adana İl Başkan Yardımcısı ve İl Kadın Kolları Başkanı Alev Ataş, kadının iş ve siyaset hayatının yanı sıra toplumun her kesiminde adının var olduğunu vurguladı. Kadının her yerde var olmasının kadının elinde olduğunun altını çizen Ataş, “Doğru ve dürüst olursan, işinde azimli olursan, ben de varım, ben de yapabilirim dediğin sürece zaten Allah sana kapıları açıyor” dedi.

Kadının dik duruşundan ödün vermemesi gerektiğine değinen Alev Ataş, “Kadın her yerde vardır. Kadın güçlü olmalı,  Allah’ın lütfu olan anaçlığı, vicdanını, içindeki keşfedilmemiş başarıları sahneye dökebilecek farklı alanları yaratmalıdır. Kadın güçlendikçe ülkemiz de güçlenecektir. Mücadeleci, kendine güvenen tüm kadınlar ‘Ben de varım’ demelidir” diye konuştu.

Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Milliyetçi Hareket Partisi Adana İl Başkan Yardımcısı ve İl Kadın Kolları Başkanlığı görevini yürütmekteyim. İşletme mezunuyum, iş kadınıyım. 2 çocuk annesiyim. İş ve siyaseti beraber yürütmeye çalışıyorum. Yardım Severler Derneği üyesiyim, Adana Ticaret Odası Kadın Girişimciler Heyetindeyim. Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı üyesiyim.

İş ve siyaset dünyasının içindesiniz. Özellikle siyasette kadınlara dokunmanız ve onların içinde olmanızdan dolayı sıkıntılarını biliyorsunuz. Sizce kadınların en büyük sıkıntıları nelerdir?

Kadının en büyük problemi toplumda yok sayılmak ya da ikinci insan muamelesi görmektir. Kadın iş hayatında da siyasette de toplumun her kesiminde vardır. Benim gibi birçok kadın arkadaşım var Milliyetçi Hareket Partisi’ni Adana İl’de temsil eden, ya da iş hayatında belki çoğu erkeğin başaramayacağı kadar yürekli çalışmalar yapan iş kadını arkadaşlarım var. Geçen hafta İŞKAD’ın bir projesi vardı, konuşmacı olarak çok sağlam iş kadınları geldi. Şehir dışından Antalya’dan, Samsun’dan, Trabzon’dan gelip sunumlarını yaptı. Hepsi yokluktan KOSGEB kredisiyle iş sahibi oldu. Birazda kadının istemesiyle alakalı bir durum, ben de varım, demelidir.

SİYASETTE HİÇ BİR SIKINTIMIZ YOK

En zor siyaset yapılan yer, erkek egemenliğinin en üst görüldüğü yer Milliyetçi Hareket Partisi olarak yorumlanır, bence tam aksine Milliyetçi Hareket Partisi kadın için en kolay siyasetin yapıldığı yerdir.  Kendin kabul ettirdiğin sürece, biz de saygı esastır. Kadına verdiği değerle bilinen bir Genel Başkana sahibiz. O yüzden bizim siyasette hiçbir sıkıntımız yok.

İş hayatında olsun, siyasette olsun, siz bir kadın olarak toplumda çok zorluk yaşadınız mı?

İlk başlarda herkes yaşamıştır, tabi ki ben de yaşadım. Kimse bizi pamuklara sarıp buralara oturtturmadı. Bizim çevremizde, etrafımızda cam fanusumuz yok. Kırıldık, üzüldük, ağladık ama hamdım, piştim, yandım… O acıları, hüzünleri iyi ki yaşadık güçlü olduk. Gücümüzü sonradan fark ettik. İş hayatında da yaşadık zorluk ama dik duruşumuzu hiç bozmadık.

Bir kadın dik durması ve güçlü olması için ne yapmalıdır?

Kadının da isteğiyle alakalı bir durum. Kimseye eyvallahın olmayacak ama tabiî ki karşısındakini yok saymayacaksın. Bireysel anlamda kadını da Allah’ın yarattığı hatta belki de erkeklerden çok daha üstün nimetlere sahip olduğu noktalar var. Bunları farkına vardığın sürece zaten sıkıntı yok. Doğru ve dürüst olursan, işinde azimli olursan, ben de varım, ben de yapabilirim dediğin sürece zaten Allah sana kapıları açıyor. Önemli olan doğru ve dürüst olmaktır. Duruşundan ödün vermezsen, örf ve adetlerine uygun yaşar ve iş veya siyaset hayatına bunları yansıtırsan hiçbir sıkıntı yoktur.

Bir ışık olsanız kadınların gönlüne nasıl akmak isterdiniz?

Eğitim çok önemli. Benim için en büyük yaradır. Seçim satında gezerken çok üst yerlere gittiğimiz de oluyor, alt yerlere gittiğimiz de oluyor. Benim en üzüldüğüm nokta, ben özel derneklerden dolayı da programlara katıldığımız oluyor. Bir ziyarete gitmiştik, bahçeye ben kendi arabamla girdim. Orada bir kız çocuğunun cümlesini hiç unutmam, orta birinci sınıfa giden bir kız çocuğuydu şaşkınlık içinde bana bakarak “kadının arabası da var”, dedi. Kimisini çok mutlu edecek bir cümle olabilir ama beni çok yaralayan bir cümleydi. Çünkü onun için sen bir hayalsin, görmemiş ki, bir kadının arabası olma ihtimaline bile şaşırıyor. Keşke elimde gerçekten bir güç olsa bir ışık olsam, onların hepsini çok sağlam karakterler yapmak isterim.  Benim bir kız bir erkek çocuğum var. Tabi ki ikisini ayırmıyorum ama kızımın eğitimine çok daha fazla önem veriyorum. Çünkü eğitim olduğu zaman duruşun oluyor. Işık olsaydım gerçekten bütün köylerdeki kız çocuklarına değip, eğitime yöneltmeyi ve dünyalarını değiştirmek isterdim.

Buradan kadınlara ne söylemek istersiniz?

Teşekkür ederim, kadının sesi, kadının ışığı keşke sizin gibi daha da bu anlamda fark yaratmaya çalışan arkadaşlarımız olsaydı. Kadın her yerde var. Sadece dediğim gibi güçlü olmak, o Allah’ın lütfu olan anaçlığı, vicdanını, içindeki keşfedilmemiş başarıları sahneye dökebilecek farklı alanlar yaratılır. Şiddetin, hakaretin görülmediği, psikolojik baskıların olmadığı, gülüşümüzün ve özellikle kıyafetimizin sorgulanmadığı, kadının daha özgür olduğu, kadının haklarının iade edildiği ferah bir toplum yaşamak dileğiyle. Kadınlar güçlendikçe, ‘Güçlü Kadın, Güçlü Türkiye’ olacaktır.

SİBEL POLAT

“İsteyen her kadın başarır”

Toros Mahallesi muhtarı Sibel Polat, muhtarlık seçimlerinden bir ay önce adaylığını açıkladığını vurgulayarak, “Mahalleme kadın eli değsin kadınlarında başaracağını bilsinler istedim, çok sıkı çalışma programı ile görüşmeler yaptım, özellikle kadınlarımızla görüşmelerim oldu. Çok şükür Toros Mahallesi’nin muhtarı olmayı başardım” dedi.

Kadınların kendilerine güvenmeleri gerektiğini ifade eden Polat, “ Kadınlar kendilerine güvensinler, ben bu işi yapamam demesinler, böyle düşünmek baştan kaybetmektir. Yapılmayacak bir şey yok, bilinmeye bilir ama herkes öğrenerek bir yerlere gelir. Yeter ki başarırım desinler, azimli olsunlar. Kadın isterse başaramayacağı şey yoktur” diye konuştu.

Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Toros Mahallesi muhtarıyım, iki çocuk annesiyim özel birçok şirkette yönetici olarak çalıştım, bir süre çocuklarım büyüyünceye kadar ara verdim. Sonra tekrar iş hayatıma devam ettim, bu süre zarfında aday olmaya karar verdim. Muhtarlık seçimlerinden bir ay önce adaylığımı açıkladım. Mahalleme kadın eli değsin kadınlarında başaracağını bilsinler istedim, çok sıkı çalışma programı ile görüşmeler yaptım, özellikle kadınlarımızla görüşmelerim oldu. Çok şükür Toros Mahallesi’nin muhtarı olmayı başardım.

Şimdiye kadar ne tür projelerde bulundunuz?

‘Gönülden gönüle’ diye bir proje başlattık, mahallemizde kullanılacak tarzda olup ihtiyacı olmayan kullanılmayan eşyaları, ihtiyacı olan ailelerimize tespit edip ulaştırıyoruz. Bu bardak tabağa kadar kullanılabilir her eşya için geçerli. Bu arada belli sokaklarda oturan on beş kişilik kadınlarımızla heyet oluşturduk. Belli aralıklarda toplanıyoruz kimin ne sorunu var kendi sorunu ve mahalle ile sorunları konuşuyoruz. Maddi yardım yapmıyoruz o konulara girmiyoruz. Gönülden gönüle projemiz de olan gıda ve kullanılmayan eşyaları ihtiyaç sahiplerini tespit ediyor ulaştırıyoruz.

Ben buraya sadece mahalle muhtarı olmaya gelmedim, insanlarımıza dokunmaya, manevi destekte bulunmaya, elimden ne gelir düşüncesiyle yardımı da düşünerek geldim.

Ayrıca düşüncelerimin içinde kadına çocuğa şiddet konusu bilgi ve eğitimsel konularla ilgili psikolog görüşmelerini aktivite etmeyi düşünüyorum. Bu projeyle ilgili işlemlerimi tamamlayınca da mahalle sakinlerimle paylaşacağım. Çünkü kadınlarımız karşısında bir muhtar olduğu zaman sıkıntılarını paylaşabiliyorlar. Toros Mahallesi daha elit sanıldığından düşüncelerde huzur içinde sanıyorlar, fakat buralarda da şiddete maruz kalanlar ve yardıma ihtiyacı olanlar var.

 Sizce kadının toplumdaki statüsü nedir?

Açıkçası ben kadını hala erkek zihninde olması gerektiği statüde görmüyorum. Kendi yaşadığım olayı anlatayım Yüreğir’de yaşayan bir bey bana; ya kadınların muhtarlıkta ne işi var, kadın otursun evinde yemeğini yapsın, bizim Yüreğir’de kadına oy vermezler, ne işi var muhtarlıkta ; diyorsa, o statüye gelmemiş demektir.

 Sibel Hanım son olarak kadınlara mesajınız nedir?

Kendilerine güvensinler ben bu işi yapamam demesinler, böyle düşünmek baştan kaybetmektir. Yapılmayacak bir şey yok bilinmeye bilir ama herkes öğrenerek bir yerlere gelir. Yeter ki başarırım desinler, azimli olsunlar.

AYŞE SOYLU

“Bütün kadınları mücadeleye çağırıyorum”

Cumhuriyet Kadınları Derneği Çukurova Şube Başkanı Ayşe Soylu, bu ülkede yaşayan bütün kadınların bu ülkeye ve Cumhuriyete borcu olduğunu vurguladı. Bütün kadınların mücadeleden çekinmesini ve kaçmasının hoş olmadığının altını çizen Başkan Soylu, “Partizancılığın olmadığı, ayrımcılığın olmadığı, ben ben demeden, biz olarak bütün kadınları mücadeleye çağırıyorum” diye konuştu.

Bir kadının asla korkmaması gerektiğini ifade eden Ayşe Soylu, “Bir kadın kötü bir şey yapmıyorsa, yüz karası bir suç işlemiyorsa, kimsenin hakkını yemiyorsa korkusuz olmalıdır. Ben değil biz diye hareket edeceğiz. Hep ben var, biz olamıyoruz. Bu ülkenin kalkınması, refaha erişmesi ve herkesin eşit haklara kavuşması için öncelikle biz olmayı öğrenmeliyiz” dedi.

Kendinizden biraz bahsedebilir misiniz?

70 yaşındayım, Adana Kız Lisesi mezunuyum. Memur emeklisiyim, üç tane çocuğum var. Üçünü de kendi imkanlarımla üniversite okuttum, bundan dolayı mutluyum. Ama bu demek değildir ki benim çocuklarım okudu geri çocuklardan bana ne? Böyle bir düşüncem olmadığı için de 5 yıldır Cumhuriyet Kadınları Derneği’nin Başkanı olarak da görev yapmaktayım. Bütün ülkemin çocuklarına ve insanlarına faydalı olabilirsem mutlu olurum.

Cumhuriyet Kadınları Derneği demokratik bir kitle örgütüdür. Atatürk ilke ve inkılapları çizgisinde ve ışığında, Cumhuriyet değerlerini savunan bir derneğiz.

Bir kadın olarak çocukluk yaşlardan bu yana çalışma hayatının içindesiniz, o zamandan bu zamana sizin için kadın olmak zor muydu?

Türkiye’de kadın olmak çok zordu ve halen zor. Çünkü cinsel ayrımcılık kadını ezik duruma düşürüyor. Ama bu şekilde diye kadınlar asla mücadeleden vazgeçmemelidir. Dünyanın her yerinde böyle ama ben özellikle ülkemiz için konuşuyorum, ülkenin bu imkanlarıyla yetinip, kendini bir yerlere getirmiş, okumuş, çalışmış, kendine ve ülkeye faydalı olmuş, halen bu ülkenin nimetlerinden faydalanarak güzel bir hayat yaşıyorsa, bütün kadınlarımız bu ülkeye, bu Cumhuriyete borcu var. Bu mücadeleden hiçbir kadınımızın çekinmesini ve kaçmasını hoş görmüyorum.

Kadınlarımızın birçoğu toplumda kendilerini gösteremiyorlar. Bir kadının toplumda kendini var olarak göstermesi için ne yapmalıdır?

Bu tamamen erkek egemenliğinin etkilerinden kaynaklanmaktadır. Kadın evinde yemek yapar, çamaşır yıkar, eşine hizmet eder, biat eder, çocuk doğurur, maalesef kadın hep bu şekilde isimlendirilmiştir. Toplumda kadına biçilen görevler bunlardır. Bunun dışında kendini ortaya atmak gibi bir cesaret hiç olmamış. Hep üzerine gidilmiştir, hep ezilmiştir. Sen yapamazsın, sen çalışma, sen başını kapana otur, senin görevin bunlarla sınırlı gibi olgularla kadınlar bastırılmıştır. Ama şimdi ülke hatta bütün dünya eskisi gibi değil. Artık evinde televizyon olmayan ev oldukça az, hatta yok bile diyebiliriz. Orada diziler seyrediyorlar, haberleri anlayarak izliyorlarsa eğer ki kendilerinden bir şeyler arıyorlarsa bunlardan faydalanıp o kabuğu kırmaları lazım. Biz de varız, eşitiz, senin yaptığın her şeyi ben de yapabilirim, benim görevim sadece evde işlerle sınırlı değil, deyip bütün kadınlar mücadele etmelidir. Kadının toplumun her yerinde var olmalıdır. İş hayatında, siyasette her yerde olmalıdır. Üretmelidir.

Siz bir kadın olarak, bu yaşınıza kadar dimdik ayakta durmayı nasıl başardınız?

Ben çok okuyordum, mutlaka her gün gazete okurdum. Ben çok fakir bir ailenin çocuğuydum ama 10 kuruşum da olsa mutlaka gazete alır, okurdum. 1960 ihtilalinde ben 11 yaşındaydım. O olayların tamamını okurdum. Küçük yaştaydım, anlardım veya anlamazdım ama zaman içerisinde okuya okuya anlamaya başlıyorsunuz. Bir şeyler yapmak istediğinizi anlıyorsunuz, mücadele etmeniz gerektiğini farkına varıyorsunuz. Evinizdeki kardeşiniz için, toplum için ve de ülke için bir şeyler yapmam gerektiğine inandım. Ben bunları okuyor ve de öğreniyorsam bunları hayata geçirmeli ve mücadele etmeliyim. Ben 17 yaşında yaşımı 2 yaş büyüterek memur oldum. Memur olduğumda daha saçlarım 2 tane örgülüydü. Anneme ‘ben artık memur oldum, okula gider gibi saçımı yapma’ dedim. Annem bana ‘sus, memur olduğuysan adam mı oldun’ dedi. Bir şeyler olduğumu ispat etmek için uğraştım. Cesurdum, korkusuzluğum vardı. Yaptığım şeylerin doğru olduğunu bildiğim için korkmuyordum.

Bir kadın, doğrunun peşinden sonuna kadar gitmelidir.

Biz Türkiye’de 83 şubesi olan en büyük derneğiz. Öncelikle kadın hakları savunucuyuz. Cumhuriyet değerlerini savunuyoruz ama bunun için de kadın haklarını da savunuyoruz.

Kadınlara yönelik projeleriniz var mı?

‘Hayata Tutun, Hayatta Tutun’ başlıklı uyuşturucuya karşı anneler hareketi adı altında bir projemiz var. Biliyorsunuz ki uyuşturucu artık oldukça küçük yaşlara indi. Bizler ilk önce anneleri bu konuda eğiterek, bu çocuklara uyuşturucu kullanmamaları adına yardımcı olmasını sağlamak adına bu yola çıktık.

Buradan diğer kadınlara bir ışık olsanız ne söylemek istersiniz?

Mücadele etmelerini ve haklarını aramalarını söylerim. Kadınlar mutlak suretle elini taşın altına koymalı, hepimizin borcu var. Ben eşimi çok erken kaybettim, çalışmamış olsaydım, ekonomik özgürlüğüm olmasaydı, böyle işleri de yapamazdım. Çünkü geçim derdim olurdu, belki çocuklarımı da üniversite okutamazdım. Bir kadın asla korkmamalıdır. Kötü bir şey yapmıyorsa, yüz karası bir suç işlemiyorsa, kimsenin hakkını yemiyorsa korkusuz olmalıdır. Ben değil biz diye hareket edeceğiz. Ülkenin şu anki durumunu ben biz olamadığımız için böyle olduğunu düşünüyorum. Hep ben var, biz olamıyoruz. Bu ülkenin kalkınması, refaha erişmesi ve herkesin eşit haklara kavuşması için öncelikle biz olmayı öğrenmeliyiz. Partizancılığın olmadığı, ayrımcılığın olmadığı, ben ben demeden, biz olarak bütün kadınları mücadeleye çağırıyorum.

DİLEK ÖZCAN

CHP Adana’nın öncü gücü Seyhan Kadın Kolu

Cumhuriyet Halk Partisi Seyhan Kadın Kolu bu güne kadar yapılan tüm seçimlerde adeta öncü güç gibi olağan üstü çalışmalarda bulundu

Başkan Dilek Özcan ve yönetim kurulu üyesi kadınlar Seyhan İlçeyi kapı kapı gezerek adeta ilmik ilmik ördü. Bu çalışmalarının sonucunda tüm seçimlerde CHP Seyhan’da hep zaferle çıktı

Ana kademe ve gençlik kolu ile de uyum sağlayan CHP Seyhan Kadın Kolu Başkanı Dilek Özcan ile kadını ve yaptıkları çalışmaları konuştuk

Kadınların yaşamın her alanında olması gerektiğini vurgulayan Dilek Özcan ‘’ Kadının olduğu yerde disiplin olur, sevgi olur, huzur ve barış olur’’dedi

Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk dünya da kadınlara seçme seçilme haklarını veren ilk ve tek lider olduğunu belirten Dilek Özcan ‘’ Bu nedenle bu hakların sonuna kadar kullanılması, sahip çıkılması gerektiğini vurguladı’’

Kadına şiddet konusunda da görüşlerini belirten Özcan’’Kadına yapılan şiddet konusunda  yapılan araştırmalar kadınların maruz kaldığı şiddetin sadece fiziksel olarak değil, psikolojik, ekonomik, cinsel olarak da var olduğunu ortaya koymaktadır. Bu açıdan öncelikle başta kadınlar olmak üzere bireyler bilinçlendirilmeli, ‘kadına yönelik şiddetin en ağır insan hakları ihlali olduğu anlatılmalıdır’’dedi

25 yıldır CHP’de aktif çalışmalarda bulunduğunu söyleyen Dilek Özcan’’Partinin tüm kademelerinde görev aldım ilçe ve il Kadın Kollarında yönetici olarak görev yaptım, son olarakta Seyhan Kadın Kolu başkanlığına atandım ve görevimi en iyi şekilde yaptığıma inanıyorum’’ dedi

Yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler vere CHP Seyhan Kadın Kolu Başkanı Dilek Özcan’’Biz CHP Seyhan Kadın Kolu olarak her hafta Salı günleri düzenlik olarak kadınlarımıza eğitim çalışmaları yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Sürekli halka dokunan projeler ürettik, bunları yaşama geçirdik; Tespit ettiğimiz ihtiyaç sahiplerine gıda, giyim ve engelli yurttaşlarımıza tekerlekli, akülü araçlar gibi yardımlarda bulunduk’’dedi

CHP’de ana kademe, kadın ve gençlik kollarının kongre sürecine girdiğini belirten CHP Seyhan İlçe Kadın Kolu Başkanı Dilek Özcan Aralık ayında yapılacak olan kongrede İlçe kadın kolu başkanlığına aday olduğunu açıkladı,.Dilek  Özcan sözlerine sonunda’’Biz CHP Seyhan İlçe Kadın Kolu yönetimi, üyeleri olarak burada din,dil,ırk ve mezhep ayrımı gözetmeden bir aile gibi bir olduk, sevinçlerimizi, kederlerimizi paylaştık, bu nedenle çok başarılı çalışmalar yaptıktık,işte bu nedenlerle daha iyi çalışmalar yapmak,kadınlarımıza  ve partime daha güzel hizmet etmek için CHP Seyhan kadın Kolu başkanlığına adaylığımı sizin aracığınızla açıklıyorum’’dedi

DİLEK ALKAN

“Kadın başarmak zorundadır”

Adana Kimya Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu üyesi, Kimya Mühendisi Dilek Alkan, her toplumda kadına farklı bir yol çizildiğini belirtti. Alkan, “Kadın maalesef kendine biçilmiş hayatı yaşamak zorunda bırakılıyor. Yani başkaları tarafından adlandırılmış, biçilmiş hayatı yaşamak zorunda kalıyor” diye konuştu.

Kadının Adının var olduğunu fakat toplumdan topluma değiştiğini kaydeden Dilek Akan, “Kültürsüz toplum yoktur ve her toplumun bir kültürü vardır. Kültür seviyesi okumuşluk oranına göre, çevresel faktörlere göre, o ülkenin maddi kaynaklarına göre değişiklik gösteriyor. Genel olarak, gerçekten kadınlar bir takım şeyleri ya kendileri başarmak zorunda kalıyor ya da öncülerin arkasından gidiyorlar” dedi.

Biz ‘Kadının Adı Var’, diyoruz siz neler söyleyeceksiniz?

Gerçekten kadın tüm dünya toplumlarında o bölgenin, o yörenin kültürel özelliklerine göre tek taraflı olarak kendine biçilmiş hayatı yaşamak zorunda bırakılıyor. Yani başkaları tarafından adlandırılmış, biçilmiş hayatı yaşamak zorunda kalıyor. Tabi ki içlerinden çıkan ve düzeltmek adına bir çok insan var, bu insanlar sayesinde de belki koşullar biraz daha değiştiriliyor. Ama insanların birebir kültürlerini çok çabuk değiştirmeleri maalesef hızlı olmuyor. Kadının Adı var elbet, ama kadının adı toplumdan topluma değişiyor.

Kadının varlığı veya kendini ispat etmesi yine kendi elinde değil mi?

Kesinlikle katılıyorum ama benim gözlemlediğim şu, biz kurultayımızda da birçok şeyi konuştuk. Ne kadar çok kültürel seviye yüksek olursa olsun, kültürsüz toplum yoktur ve her toplumun bir kültürü vardır. Ama kültür seviyesi okumuşluk oranına göre, çevresel faktörlere göre, o ülkenin maddi kaynaklarına göre değişiklik gösteriyor. Genel olarak, gerçekten kadınlar bir takım şeyleri ya kendileri başarmak zorunda kalıyor ya da öncülerin arkasından gidiyorlar. Gerçekten de yaşanılan kültüre göre değişebiliyor.

Biz çocuklarımızı yetiştirirken genellikle birey olarak yetiştirmiyoruz. Birey olmak insan olmanın gerekliliğidir. Genelde çocuklarımızı kadın ve erkek olarak yetiştiriyoruz. Hep bir cinsiyet ayrımcılığı yapıyor ve insan olarak düşünmüyoruz.

Adana Kimya Mühendisleri Odası yönetimindesiniz, neler yapıyorsunuz?

Uzun zamandır çalışma hayatının bulunduğu zorluktan dolayı da çok fazla katılım sağlayamadım. Biz birçok şeye katılıyoruz evet ama aslında biz gençlere destek veriyoruz. Gençler okullardan mezun oldukları zaman tabiri caizse sudan çıkmış balık gibi oluyorlar. Biz onlara destek vermeye çalışıyoruz, hem oda olarak hem de ‘Kadınlar Kahve Grubu’nda da birçok yapmaya çalıştığımız çalışmalarımız var.

Genelde odamıza kadın üyeler katılıyor özellikle de üniversite, erkekler çok fazla katılımcı değiller. Biz genelde onlara iş hayatında neler yapabilecekleri ile ilgili küçük söyleşiler yapıyoruz, konu başlıkları belirleyip buna göre yetkin bir kişi çağırıp onlarla konuşmasını sağlıyoruz. Üniversiteyle iç içeyiz artık, eskisi gibi değiliz. Birçok faaliyet yapmaya çalışıyoruz. Odada birçok şeyi güncelledik.

Oda olarak bir kadın başkana sahipsiniz, başkanın kadın olmasıyla bir takım şeyler fark etti mi?

Bundan önceki dönemi çok fazla bilmiyorum ama gerçekten kadınlar tuttuğunu koparma konusunda oldukça azimliler. Ne kadar fırsat verilmese de veya verilmemeye çalışılsa da, ben bunu sadece odamız için konuşmuyorum, genel olarak konuşuyorum, bir kadın aklına koyduğu şeyi yapmak için mutlaka bir yöntem oluşturur. Genç ve dinamik bir ekip oldu biraz daha bakış açımız farklı diye düşünüyorum. Tabi ki farklılıklar gösteriyor.

Bir ışık olsanız hangi kadının gönlünde yanmak istersiniz?

Benim en çok istediğim şey, ister çirkin, ister güzel o toplumsal yargı, bence her kadın güzeldir. Kendini ifade edemeyen kadınların gönlünde ışık olmak isterdim. Çünkü bir insanın, kadın olarak bakmamak lazım, kendini ifade etmesi çok önemlidir.

AYŞE SARI

“Her kadının bu Cumhuriyete borcu vardır”

Adana Seyhan İyi Parti de Sosyal Politikalar Kadınlardan Sorumlu Başkan Yardımcı Ayşe Sarı ile kadın ve siyaset üzerine söyleşi yaptık

Türk Telekom da uzun yıllar çeşitli birimlerde göreve yapan, Türk Telekom’un özelleştirilmesinden sonra İller Bankasına geçiş yaparak buradan emekli olan İnşaat Mühendisi Ayşe Sarı, önce siyasete neden ve nasıl atıldığını anlattı

Toplumsal sorumluluğu olan birisi olduğunu vurgulayan Ayşe Sarı devlet sektöründe çalışırken aktif siyaset yapamıyordum, ama kendimi oturup tv dizileri izleyip hayatı geçiren bir yapıda görmüyor idim,.Her daim siyasette ülke genelini takip ediyordum. Meral Akşener’in İyi Partiyi kurmasıyla bende o şevki kendimde buldum. Bende bu ülke bana haklar vermiş bu haklarımı neden kullanıp içinde olmayım dedim ve Meral Akşener’in akımıyla bende siyasete katıldım. Milletvekilliğine aday adayı oldum ancak benden daha çok emek vermiş insanlar vardı onlar milletvekili listesinde yer aldıklarından bende bu karara saygı duydum. Daha sonra ise görev olarak sosyal politikalar kadın politikalardan sorumlu kadın başkanı olarak Seyhan ilçe Başkan Yardımcılığı görevine seçildim ve şu an İyi Partide aktif olarak görevdeyim’’dedi

Kadının statüsü sizce nedir diye sorduğumuzda Ayşe Sarı ‘’Kadın her türlü eşit olmalı. Erkeğin bulunduğu her yerde kadın bulunmalı eşitsizlik olmamalı. Örnek verecek olursak bir iş yerinde unvan varsa bir müdürlük boşalsa kadının on kat daha fazla güç sarf etmesi lazım. Kadınlarımızı erkekleştirdiler hanım hanımcık, yapamaz diye düşünüp erkek gibi kadın becerir sıfatına soktular, yani fikre ve bilgiye bakmıyorlar, kadını iş hayatında püskürtmeye çalışıyorlar, Çaresiz kadınlarımız da maalesef çok fazla. Seçim çalışmalarımızda çok karşılaştık duyduklarımız sadece dağın üstündeki buz misali. Çalışıp evine bakıp çocuklarıyla ve eşine vakit ayırma hepsini bir anda başaran pratik zekâya sahip olan varlıktır kadın ve bu güçte bilgide olan kadınları hiç kimse önemsizleştiremez ’’dedi

Prag da İngilizce bir kitaptan alıntı var ‘’Atatürk Türk kadınlarına bütün haklarını verdi; ancak bunu Türk erkeklerine söylemeyi unuttu ‘’erkekler kendilerini bu konuda eğitmeliler ve biz kadınlar bunu yetiştirdiğimiz nesilleri eğiterek çözeceğiz. Kadınlarımız çok güçlüler bunu sosyal hayatta yaşayanlar fark ediyor ama kırsal kesimlerde yaşayan erkek egemenliği olan yerlerde kadınlarımız çok eziliyor bunun için ne olursa olsun çocuklarımızı okutup eğitimli birey olarak yetiştirmeliyiz diye yanıt verdi Eğitiminin önemine de değinen Ayşe Sarı’’ Şu anda köy okullarının çoğu kapandı ulaşımlı yerlere gitmek için imkan gerekli ve bunu her aile bütçesi karşılıyamıyor. Ben yatılı Konya öğretmen lisesinde okudum ve bizim zamanımızda eğitim çok daha güzeldi bilgi akışı daha fazlaydı. Bu zamana gelmişiz ve ekonomik sorunlar ve aileler yüzünden okuyamayan çocuklar var buna çok üzülüyorum, yani eğitim sistemi en önemli nokta ‘’dedi

Kadının siyasette yerine değinen Ayşe Sarı ‘’Bunun yanında siyasette bulunmalı kadınlarımız. Çünkü kadın siyasete bilgi, düzen hoşgörü ile bakıyor, yani kadının bakış açısı daha geniş, sorunlara daha çözümsel bakıyor ve çözümlüyor. Ülkemiz için hangi parti olursa olsun siyasette bulunmalıyız ,’’dedi

Son olarak vereceğiniz mesaj nedir diye sorduğumuzda Ayşe Sarı çok güzel örneklerle yanıt verdi sorumuza ve şunları söyledi’‘’Mahatma  Ghandi nin sözünü uygulamalıyız.’’Her sabah kalktığım zaman kendi kendime şöyle söz veririm; Dünya üzerinde vicdanımdan başka kimseden korkmayacağım, kimsenin haksızlığına boyun eğmeyeceğim. Adaletsizliği adaletle yıkacağım ve mukavemet etmekte ısrar ederse ona bütün mevcudiyetimle karşı çıkacağım’ ekledi

İyi Parti Seyhan İlçe Sosyal Politikalardan ve Kadınlardan sorumlu Başkan Yardımcısı Ayşe Sarı söyleşimizi  ‘’Türkan Saylan çok güzel bir sözü ile tamamladı ‘’Her kadının bu Cumhuriyete borcu vardır. Cumhuriyetin kadınlara sağladığı hakları hakkıyla savunmalı ve uygulamalıyız’’