Bülent Ecevit’in 1980 yılında işçileri eylem yapmaya davet eden ünlü demeci;

“Demokrasilerde sadece ordu ve yargı mensupları tribünlerde oturur. Geri kalan tüm toplum kesimleri sahada olur. Ancak bir süre sonra tribündekiler oyundan sıkılır ve kendi takımlarına dahi tepki göstermeye başlayabilirler.

Eğer sahada olması gerekenler, örneğin işçiler, tribünde oturmaya devam eder ve sahaya inmezseniz, korkarım biri çıkar, düdüğü çalar, “Oyun bitti, herkes evine” der.”

——

Günümüzde halkı, işçi ve emekçileri daha doğrusu günümüz mevcut iktidarından memnun olmayan halka umut verecek bir muhalefet maalesef ki yoktur. O muhalefet ki bizlere dayatılan millet ittifakı hiç değildir.

Halk Cumhur ve Millet ittifakları ile muhafazakâr yani sağ siyasete mahkum edilmiş durumdadır.

Yorgun, bitik ve başarısız AKP iktidarına karşı halka dayatılan muhalefetin hakim partisi kendisini sol diye tanımlıyor olsa da sola ihanet ediyor.

Çünkü ittifaka dahil ettiği kişiler AKP’den neden ayrıldığı belli olmayan kanaat önderleri ve cici adamlardır.

Hepimiz çok iyi biliyoruz ki onlarda davaya ihanet yoktur.

Öyleyse millet ittifakı günümüz Truva Atı ile karşı karşıyadır.

Ve bir şekilde Cumhur ittifakına güç verecek şekilde dizayn edilen millet ittifakı halka dayatılıyor.

Acilen!

Halkın özlemlerine çare olacak bir oluşum gerekmektedir.

Bu oluşum tamamıyla sol düşüncede olan partilerden oluşmalıdır.

Seçim kazanır veya kazanmaz hiç önemli değil.

Önemli olan sola inanmış ve gönül vermiş halk adına kendilerini güç odağı zanneden her iki ittifaka biz size teslim olmuyoruz.

Biz tribünden sahaya indik demektir.

Sol’un prangalardan en önemlisi sahte Mesihlerden kurtulması dileğimle…