GEÇMİŞLE YÜZLEŞMEK | Yeni Bizim Adana Gazetesi Web SitesiYeni Bizim Adana Gazetesi Web Sitesi

SON DAKİKA

GEÇMİŞLE YÜZLEŞMEK

Bu haber 01 Temmuz 2021 - 13:41 'de eklendi ve 517 views kez görüntülendi.

Geçmişe dair ve bizler üzerindeki etkilerine dair düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Geçmiş geçmişte kalmıyor, bizimle birlikte içimizde büyümeye devam ediyor. Biz doğru yönlendirmezsek… Bazılarımız bu etkileri fark ederken bazılarımız bunların farkına varmak istemiyoruz. Varmıyoruz demiyorum, varmak istemiyoruz. Bunun sebebi çok anlaşılabilir, çünkü canımızı acıtacağına inanıyoruz.

Çocuklar, ergenler ya da genç yetişkinler ile olan ilişkilerimize bir adım geriye çekilerek baktığımızda yıkamadığımız yargılarımız ve geçmiş öğrenmelerin üzerimizdeki etkilerini görebiliriz.

Birçok ebeveyn çocuklarının kendine bezmesini ister. İronik olan şudur ki, yine aynı birçok ebeveyn kendi ailesinin ona davrandığı gibi çocuğuna davranmak istemez. Başka bir ironi daha var kendi ailesinin ona davrandığında hissettiği kızgınlık, kırgınlık, nefret, aşağılanma gibi duyguları kendi çocuklarında gördüklerinde büyük şaşkınlık yaşarlar. Unutmuştur ebeveyn o yaşlarda neler hissettiklerini. Beş yaşındaki çocuğun oyuncak için ağlamasına tahammül edemezken, bir an kendi beş yaşına kısa bir yolculuk yapsa; oyuncak için ağladığı bir an da neler hissettiğini hatırlasa! Ne olur biliyor musunuz? Şefkat duygusu ortaya çıkar. O zaman, o küçük çocuk ağladığında bir yetişkinden nasıl bir destek görmek istiyorsa tam da öyle çocuğuna davranır.

Gelişim psikolojisi gibi çok önemli bir alan var ve bu alana dair önemli kuramlar ve kuramcılar vardır. Çok uzun yıllardır yaptıkları çalışmalara bakıp “Vay be!” dedirten türden gözlemlerini paylaşmışlar. Biz çocuk gelişimciler, psikolojik danışmanlar ve psikiyatri uzmanları bunları çok önemseriz. Bir çocuğun gelişimini merdivene benzetirsek, adım adım çıkmasını bekleriz. Adımlarını yarım atarsa düşme riski vardır. Buna gelişimsel gerilik diyebiliriz. Merdivende iki ya da üç basamak birden atlatarak çıkartmaya çalışırsak da çocukta sosyal ve duygusal gelişimi yetersiz bırakmış oluruz. Merdiven basamaklarını çocuğumuz kendisi çıkacak. Biz ebeveynlerin görevi ona rehberlik etmek ve basamakları çıkarken ihtiyaç duyduğu desteği vermektir. İlk basamak yeni doğan dönemidir. Yeni doğan döneminde ihtiyaçlarını ağlayarak bildirerek hayatta kalmak için savaşır. Ebeveyn bu basamakta bebeğin emzirme ile doyurulma, temas ile sevgi ihtiyaçlarını karşılaması gerekmektedir. Siz çocuğun bu ihtiyaçlarını bir ebeveyn karşılamazsa ne oluyor diye düşünüyor olabilirsiniz. Çocuk yine büyüyebilir. Fakat o dönem eksikliklerini duydukları travması olur. Yeterli miktarda bakım görmediği için fiziksel, sosyal ve duygusal bakımdan da gelişimde aksaklıklar gözlemlenir.

En başta söylediğimiz geçmişe şimdi sıra geldi. Yaşanılan bu olaylar bilinçaltımızda var olmaya devam eder. İyisiyle kötüsüyle. Her zaman bu geçmiş ile sert bir şekilde yüzleşmeyebiliriz. Bilinçaltımızdaki bu öğrenmeleri fark etmediğimizde yaralandığımız yerden yaralama ihtimalimiz yüksek olabilir. Şefkati önce kendimize vermeliyiz. Şefkat kelimesi hiç bu kadar anlamlı olmamıştı. Önce kendimize, sonra çevremize vermemiz gerektiğini fark ettiğimiz andan itibaren.

Çocukken ağladığınızda sizi duymayan, ihtiyacınızı anlamayan birileriyle, ebeveyn ya da bakım veren kişi, büyümüş olabilirsiniz. Şimdi bunun farkına varın ve o gün ne olsaydı kendinizi anlaşılır hissederdiniz. Bunu düşünüp karşınızdaki çocuğa, ergene ona göre davranın. Geçmişi değiştirme şansımız olmayabilir fakat geleceğe yön verme şansımız hala elimizde duruyor. Geçmişi bağışlayıp, yanlış öğrenmeleri eleyerek geleceğe mutlulukla yön verme şansımız var. Yaşadıklarımız bizim acılarımızdı. Çocuklarımızın da aynı acıları olmak zorunda değil. Geçmişin esiri olmadan o zaman yaşananların o an da olduğunu kabullenip, öğrendiklerimizle yol aldığımızda sağlıklı yetişkinler olabiliriz. Sadece geçmiş anlarda kalmak bugüne ve yarına haksızlık olacaktır. Bugün yeni bir gün!

SEDA KARAsedakara01@yahoo.com.tr