İnsan hakları doğuştan var olan ve insanlar arasında dil, din, mezhep, ırk, renk, yaş, cinsiyet ayırımı yapmadan insanın insan olması sebebiyle sahip olduğu hakların tümüdür.
Çağdaş bir devletin görevi, bireysel hak ve özgürlükleri, evrensel düzeyde kabul edilen standartlara ulaştırmak, korumak, kollamak ve geliştirmektir.
İnsan haklarının korunması, güvence altına alınması, geliştirilmesi tüm insanlığın ortak paydası olmalıdır.
İnsanlık için bir kilometre taşı olan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilmiştir.
İnsanların doğuştan ve eşit bir biçimde sahip oldukları haklara sahip çıkmak, ihlallerin önüne geçmek için kabul edilen bildirgenin üzerinden 66 yıl geçmesine rağmen dünyada hala hak arayışı devam etmektedir.
Ülkemiz Evrensel Bildirge’yi ilk kabul eden 50 ülke arasındadır.
Ancak demokrasi, insan hakları ve özgürlük gibi kavramların içinin boşaltıldığı ülkemizde yurttaşlarımızın hak ve özgürlüklere sahip olduğunu söylemek mümkün değildir.
İşçi haklarından kadın haklarına, engelli haklarından, eğitim ve sağlık hakkına, din, vicdan ve düşünce özgürlüğünden yaşam hakkına kadar birçok sorun çözüm beklemektedir.
- yüzyılın Türkiye’sinde her türlü Anayasal hak arayışı orantısız ve hukuka aykırı müdahale ile karşılanmaktadır.
Hiç kimse, hiç bir kuruluş ya da devlet, özgürlükleri yok etme özgürlüğüne sahip değildir.
İnsanların birbirinin yaşam hakkına, düşünce ve ifade özgürlüğüne saygı duyduğu, hak ihlallerinin yaşanmadığı, adalet duygusunun zedelenmediği, demokratik ve çağdaş bir Türkiye özlemi ile 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutluyorum.