Bu topyekun bir mücadeledir! | Yeni Bizim Adana Gazetesi Web SitesiYeni Bizim Adana Gazetesi Web Sitesi

SON DAKİKA

Bu topyekun bir mücadeledir!

Bu haber 25 Aralık 2020 - 14:01 'de eklendi ve 422 views kez görüntülendi.

Adana üyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Daire Başkanı Mekin Şahin, salgınla mücadele de çok sıkıntılı bir süreç yaşadığımızı ve olayın ciddiyete alınması gerektiğini vurguladı. Şahin, “Sayın Belediye Başkanım Zeydan Karalar'da bir televizyon programında açıklamıştı, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık aylarında bulaşıcı hastalıklarından ölenlerin sayısı 724'tü. Şu an Aralık neredeyse Aralık ayının sonundayız yani bu hastalıktan ölen insanların sayısı 1000'e yaklaştı” dedi.

Salgın sürecini ve Adana'daki salgından vefat edenleri konuşmak adına bir araya geldiğimiz Mezarlıklar Daire Başkanı Mekin Şahin, “İnsanlar önce kendini seviyorsa, ailesini seviyorsa, ülkesini seviyorsa ilk önce kendini korumalıdır. Kendini koruyacak ki kendi de korunsun. Bu mantıkla hareket etmeliyiz. Toplumun bilgi alması engellenmemelidir, işin ciddiyetini topluma anlatmak gerekir. Bu topyekun bir mücadeledir” diye konuştu.

Öncelikle sizi ve siyasi geçmişinizi biraz konuşabilir miyiz?

Kozanlıyım, tarımla geçinen bir ailenin çocuğuyum. Ailem 1950 yılından beri Cumhuriyet Halk Partisi'nin içerisinde aktif bir ailedir. Türkiye'nin her sürecini yaşadık, bu süreç içerisinde can da verdik, böyle bir gelenekten geliyorum. 1970'li yıllarda CHP gençlik kolları başkanlığı yaptım. Daha sonraki süreçte sendika genel başkanlığı yaptım.

Ondan sonraki süreçlerde partinin mahalle delegeliği, mahalle temsilciliği, kurultay delegeliği yaptım. 2007 yılına kadar CHP'nin İlçe Başkanlığını yaptım. 1999-2002-2007 yıllarında CHP milletvekili adayı oldum. 2014'te Yüreğir Belediye Başkanı aday adayıydım, 2019'da Çukurova Belediye Başkan aday adayı oldum.

BENİM İÇİN ÖNCELİK ÜLKEM VE HALKIMDIR…

Siyasi anlamda demokrat bir düşünceye sahibim, benim için öncelik her zaman ülkem ve halkımdır. Daha sonra parti sürecine bakarım. Bir dönem Türkiye'de olduğu gibi çok keskin, sert bir düşünce içerisinde, o rüzgarın içerisindeydim. Karşıt düşüncelere çok tahammülümüz yoktu. Ama geldiğimiz dünyada, Türkiye koşullarında böyle bir sertliğe gerek, gerçekten ülkesini seven, halkını seven bu ülkenin genel çıkarları için gerektiğinde bedel ödeyen, düşüncesi ne olursa olsun sağlıklı insanlarla her zaman Türkiye çıkarları için bir arada olmanın gerekliliğine inanıyorum.

Bürokrasi yaşamımda da ben hiçbir zaman için beraber çalıştığım arkadaşlarımın düşünce yapısına da bakmam, onların verimliliğine bakarım. Görev aldığım kurumun hedefleri varsa o hedeflere uygun nasıl davranıyorlar ona bakarım. Dolayısıyla da bütün çalıştığım kurumlarda aile mantığını ön planda tutarım.

Pandemi döneminde oldukça fazla vefat gerçekleşti, siz Adana Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Daire Başkanısınız, zaman zaman sosyal medyadan vefatları paylaşıyorsunuz fakat Sağlık Bakanlığının paylaştığı verilerle uyuşmadığını görüyoruz, sizin açıkladığınız ölüm olayları daha fazla gözüküyor, bunun sebebini açıklayabilir misiniz?

Şimdi Sağlık Bakanlığımız günlük ülkemize geldiği günden beri düzenli bir şekilde açıklama yapıyor. Onların da hedefi toplumu bilgilendirmek ve o bilgilendirme çerçevesinde insanların bu işi ciddiye alması yönünde bir anlayışa sahip olmalarını istiyorlar.

ÇOK CİDDİ SIKINTILI BİR SÜREÇ YAŞADIK

Biz de özellikle Eylül, Ekim, Kasım sürecini görünce gerçekten çok ciddi bir sıkıntılı süreç yaşadık. Bizim Adana'mızı biliyorsunuz insanlarımız çok sıcak kanlı, bazen ‘atın ölümü arpadan olsun' lafıyla hareket ettikleri için, bu işin sıkıntılı bir süreç olduğunu bilmelerini istediğimiz için on günlük periyotta o ciddiyeti anlasınlar diye, kendi sosyal medya hesabımdan açıklamaya devam ettim. Hedefime de ulaştım, o süreçte basınımızda da oldukça ilgi gösterdi.

ÖLENLERİN SAYISI 1000'E YAKLAŞTI

Gerçekten sıkıntılıydı, Sayın Belediye Başkanım Zeydan Karalar'da bir televizyon programında açıklamıştı, Eylül, Ekim, Kasım, Aralık aylarında bulaşıcı hastalıklarından ölenlerin sayısı 724'tü. Şu an Aralık neredeyse Aralık ayının sonundayız yani bu hastalıktan ölen insanların sayısı 1000'e yaklaştı. Yani 3 aydan 20 günlük sürede daha fazla kayıp yaşadık.

İnsanlar önce kendini seviyorsa, ailesini seviyorsa, ülkesini seviyorsa ilk önce kendini korumalıdır. Kendini koruyacak ki kendi de korunsun. Bu mantıkla hareket etmeliyiz.

HEP BULAŞICI HASTALIK DİYORUZ!

Dikkat ederseniz hep bulaşıcı hastalık diyoruz, Covid-19 kelimesini kullanmıyoruz. Bunu şu açıdan söylüyorum, bize gelen ölüm raporlarında üst taraflarda bulaşıcı hastalık ama alt biriminde de bulaşıcı hastalığın niteliği doğrultusunda bilgi yok. Sayın Bakanımızın açıklamalarında üstte bulaşıcı hastalık yazıyor ama altta da hastalığın niteliği ile ilgili bilgi yazıyor. Biz niye bu ölümlerin korona olduğu noktasında bir algıya sahibiz.  Çünkü şahıslara biz soruyoruz, bizi aradıklarında, ölüm nedeni nedir, diye. Cenaze yakının bize söylediği koronadan, diyorlar. Cenaze yakını o kelimeyi nereden alıyor, hastanın ölmeden önce tedavi gördüğü hastaneden alıyor.

BİLGİ ENGELLENMEMELİDİR

Toplumun bilgi alması engellenmemelidir, işin ciddiyetini topluma anlatmak gerekir. Bu topyekun bir mücadeledir. Şöyle bir örnek verelim, bize dış güçler saldırıyorlar, biz ne yapacağız biz bir bütün olup buna karşı mücadele vereceğiz. Bu hastalık da böyle silah gibi algılamak lazım. Bize karşı, insanlarımızı öldürüyor. Bizim bu şehirde 4 ayda bulaşıcı hastalıktan defin ettiğimiz insan sayısı, neredeyse 2000'e yaklaşıyor. Bu toplu ölüm değil mi, toplu bir kıyım değil mi? Bunu böyle görerek bizim birlik ve bütünlük içerisinde buna mücadele vermemiz gerekir.

Biliyorsunuz ki son zamanlarda alınan bilgilere göre virüsün cenazeden bile bulaştığı söyleniyor. Bu birimde kaç personel çalışıyor ve bu pandemi döneminde kendilerini koruyabiliyorlar mı?

Bunun bir örneği de var Rize'de, aile dini nedenlerden dolayı son yolculuk diye, cenazeyi açtırıyor, o ailenin hepsi o virüsü oradan kaptı ve maalesef hepsi de öldü. Bu aslında öyle sıradan bir virüs değil.

Personelimizin kendini korumaları sorusuna gelince, bu bölgede Zeydan Başkanın uygulaması başka yerlerde uygulanmıyor. Zeydan Bey'in talimatıyla biz kovidli olanları da yıkıyoruz ve define hazırlıyoruz. Bu konuda bizim çalışanlarımız gerçekten çok fedakarca çalışıyorlar. Din adamlarımız, diğer personellerimiz gerçekten oldukça fedakarca çalışıyorlar.

Başka şehirlerde yaşayan fakat bu şehirli olan insanların cenazelerini getirme imkanınız var mı?

Tüm belediyelerin Türkiye genelinde aldığı bir karar var, kendi ilinde olan bir cenazeyi yakınlarının istediği yere götürmek. Biz de bunu yapıyoruz. Biz bu olayı iki türlü gönderiyoruz, hem cenaze aracımız var hem de uçakla gönderiyoruz. Gideceği ilin özelliğine göre, eğer uçak gidiyorsa uçakla gönderiyoruz. Aileden de hiçbir ücret alınmıyor. Biz cenaze nakil yaparken de her şeyini karşılıyoruz. Şu an bir cenazenin defin sürecinde gerekli olan her şeyini veriyoruz.

Son olarak neler eklemek istersiniz?

Biraz ütopik gibi gelebilir ama bu salgını bütün dünyadaki insanların ciddiyete alarak bütün dünya devletlerinin bir arada olduğu Birleşmiş Milletlerin ortak bir mücadele başlatması gerekliliğine inanıyorum. Yoksa ülkelerin tek tek bu işin üstesinden geleceğini sanmıyorum. İnsanlar bazı alışkanlıklarını değiştirmek zorunda kalacaklar. Bunların başında da kendini koruması için önce kendi çevresindeki ilişkilerini çok dikkatli seçmek zorundadırlar. Ölüm oranlarının son birkaç günde aşağı inmesi gösterdiğimiz dikkatlerden dolayı olduğunu düşünüyorum, bu oranın düşmesi bizleri umutlandırdı. Bu olay ciddi bir olaydır, siyasi, ahlaki, dini, felsefi değildir. Tüm yönetimlerin birlikte çalışması gereklidir, birlikte bir bütün olarak bu zorlu süreci aşacağımıza inanıyorum.