“ AKP kendi yarattığı bu ucube sistemin içinde boğuluyor” | Yeni Bizim Adana Gazetesi Web SitesiYeni Bizim Adana Gazetesi Web Sitesi

SON DAKİKA

“ AKP kendi yarattığı bu ucube sistemin içinde boğuluyor”

Bu haber 15 Ekim 2020 - 14:46 'de eklendi ve 323 views kez görüntülendi.

Adana’da siyaset dünyasının yakından tanıdığı isimlerinden biri olan CHP Çukurova Belediye Meclis Üyesi Cahit Benli gazetemize nezaket ziyaretinde bulundu. Cahit Benli ile ülkenin içinde bulunduğu durum, pandemi sürecinde yaşananlar ve Adana’yı konuştuk. Özellikle Adana’nın hak ettiği yere gelmesi için herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini vurgulayan Benli, “Kentin dokusuna, yaşamına ve yönetilmesine herkesin katkı sağlaması gerekir” dedi.

İktidarın ülkeyi yönetemediğini ve sürekli dibe doğru bir gidiş olduğunu belirten Benli, “ AKP kendi yarattığı, kendi getirdiği bu ucube sistemin içinde boğuluyor. Demokrasinin güzelliğini maalesef anlamadılar, oysaki demokrasi, parlamenter demokrasi ile bütünleşince var olur. Halkın da özlemi bu yolda, çünkü artık bu halk ekonominin getirdiği baskılardan ve bu yönetimden bıktı. Halk artık AKP’nin masallarına inanmıyor” diye konuştu.

Öncelikle tüm dünyayı etkisi altına aldığı gibi ülkemizi de etkisine alan bir koronavirüs pandemi süreci yaşıyoruz ve bu süreçte oldukça zor günler geçirdik. Bu süreci bizlere biraz değerlendirebilir misiniz?

Evet, maalesef sadece ülke olarak değil tüm dünya olarak bu salgınla mücadele ediyoruz. Bu salgın gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki yaşam biçimlerini, siyasi ve ekonomik düzenleri derinden sarstı. Zaten işsizlik vardı bu süreçte tavan yaptı, esnafın çoğu kepenkleri kapattı. Ekonomi dibe vurdu. Bu süreç asıl önemli olan ise, toplumsal dayanışma ve yardımlaşma geleneklerinin güçlendirilmesidir. Yoksa bunun neticesinde bir yandan dijital dünyanın avantajlarından faydalanan yeni milyarderler ortaya çıkarken diğer taraftan yoksulluk ve işsizlik içinde kıvranan milyonların ortaya çıkması hiç de yabana atılır bir ihtimal olmayacaktır.

İşin en acı yanı ise bugüne kadar bu ülkeyi ne hale getirdiler? Koronavirüsü kontrol edemediler, çareyi salgınla tedbirlerine bırakmada buldular. Halk bariz bir şekilde salgınla baş başa kaldı. Gerçek veriler açıklanmıyor, sağlık çökmüş durumda, söylenmiyor. Ekonomiyi yönetemiyorlar, yeni çıkış yolları yeni algı yaratma peşindeler, biliyoruz, görüyoruz ve artık inanmıyoruz…

Bütün bunların yanı sıra bu süreçte yönetemeyen bir iktidar var başımızda… Hangi tarafa kafamızı çevirsek hep yanlış, hep yanlış. Eğitimden tutun sağlığa kadar ülkeyi yönetemiyorlar.

İktidarın ülkeyi yönetemediğini söylediniz, ters giden nedir?

Bana doğru giden nedir, diye soracaktınız herhalde? En başta AKP kendi getirdiği ucube sistemin içinde boğuluyor. Demokrasinin güzelliğini maalesef anlamadılar, oysaki demokrasi, parlamenter demokrasi ile bütünleşince var olur. Şu bir gerçek ki AKP ve MHP ne kadar direnirse dirensin bu halk ekonominin getirdiği baskılardan, bu ucube yönetimden bıktı.

DEMOKRASİ NEREDE?

Düşünebiliyor musunuz, bu ucube sistemde milletvekili oluyorsunuz. Evet, milletvekili oluyorsunuz ama bakan olamıyorsunuz. Asıl yanlış halk tarafından seçilen değil atananlar söz sahibi oluyor. Demokrasi nerede? Demokrasi güçler ayrılığıdır, demokrasi batı ile bütünleşme ve aydınlanmadır. Demokrasi batının buyruğuna girmek değil, çağdaşlaşmaktır. Demokrasi insan haklarına sahip çıkmaktır, demokrasi Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren işbirlikçiler dahil ABD’nin karşısında dik durmaktır.

VATANDAŞA BUNUN HESABINI NASIL VERECEKLER?

AKP topluma ülkeyi yönetemediğini anlatmıyor, insanlara masal anlatıyor. Kumpasçılar Fetöcüler hepsi yol arkadaşlarıydı, şimdi kumpasçıları, paralelcileri, savcıları kaçtı, komutanları darbeci çıktı. Ülkemiz bu hale geldi; işsizlik arttı, sanayi durdu, yabancı sermaye kaçtı. Kandırıldık, diye sokak sokak feryat edip geziyorlar, şimdi ülkeyi bu hale kim getirdi?  Piyasalar durdu, işsizlik en üst seviyelere çıktı, çalışan perişan, vatandaşa bunların hesabını nasıl verecekler?

Biraz yerelden bahsedecek olursak Çukurova Belediyesi meclis üyesi olarak Adana için neler söylemek istersiniz?

Gerek toplumumuz, gerek kentimizde hızla artan işsizlik sorununa yerel yönetimler olarak çözüm bulmalıyız. Kentimizde yer alan mahalli temelde (kuaförlük, aşçılık gibi) ve buradan ayrılan büyük sanayi kuruluşlarından yardım alarak meslek edindirme kurslarının açılmasını teşvik edip işsiz insanların meslek sahibi olarak istihdama kazandırılmasını sağlamalıyız.

Diğer meclis üyelerinin de kentin yükselen, yenilenen, enerji katan bu düşünceleri olduğunu düşünerek onların da belediye bünyesinde kurulabilecek fikir geliştirme ve toplumsal eşitlik birimi üzerinden Adana halkına katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Adana’nın hak ettiği yere gelmesi için herkesin taşın altına elini koyması gerekir.  Kentin dokusuna, yaşamına ve yönetilmesine herkesin katkı sağlaması gerektiğini düşünüyorum.

Biliyorsunuz ki en büyük bayramımız Cumhuriyet Bayramı’na sayılı günler var. Siz buradan Cumhuriyet Bayramı için neler söylemek istersiniz?

Ben buradan geçmişi unutanlara sesleniyorum;

Ülkemiz işgal edilmiş, sanayisi oluşmamış, feodal toplumda, üretim yok, eğitimli insan yok. Arap İngiliz’le birleşmiş ve Türk’ü arkadan vurmuş. Doğu Anadolu kana bulanmış. Yunan, İngiliz’le birleşmiş, Batılılar Anadolu’yu ele geçirmiş. Anadolu’nun yıkılmadığı, yanmadığı, kan dökülmediği hiçbir yeri kalmamış. İstanbul, İzmir dahil her yer işgal altında ve ülkenin altı, yedi milyon nüfusu var. Yoksulluk tavan yapmış ve halkın çoğu okuma, yazma bilmiyor. 18 bin işlerinin yüzde 49’u Rumların, yüzde 23’ü Ermenilerin, yüzde 19’u Avrupa kökenlilerin, sanayi, madencilik, ticaret, limanlar tümüyle işgal kuvvetlerinin elinde.

Nasıl kurtulmuşuz? Bugün düşünen yok!

Geriye bakınca  geçmişi okuyup anlamayanlar var değil mi ?

Ancak bizler gerçekleri biliyoruz..

Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde. Yunan’ı  denize dökmüşüz düşmanları hizaya getirmişiz,İngiliz’i İstanbul’dan  çıkarmışız, dünyanın süper güçleriyle masaya  eşit şartlarda oturmuşuz? Hem de ne zaman oturmuşuz? Fabrikamız yok, işçimiz yok, iş adamı yok,  mühendis yok, doktor yok, uzman yok, tüccar yok, eczacı yok. Su yok, baraj yok, elektrik yok. Yurttaşlık yasası yok. Üniversite yok, bütçe yok, banka yok, burjuva yok, Proletarya yok, ihracatçı yok, ithalatçı yok, sermayen yok. Yok, yok, yok…

Mustafa Kemal ve arkadaşları çağdaş eğitime geçip devrim seferberliği ile başlatmışlar. Bugün yok edilen karma ekonomi modelini yaratıp, içerisinde özel sektöre olanaklar oluşturmuşlar. Atatürk ve arkadaşları 1923 yılında özgür bağımsız yeni devleti Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuşlar. Eğitimsiz topluma demokrasiyi kazandırmışlar.

Ama bugün gel gör ki içimiz yanıyor.1980 darbesinden sonra gelinen nokta çok acı, tarikatlar cirit atıyor. Atalarımızın yıllarca savaşarak elde ettiği topraklar birer birer özelleştirme adı altında yap, işlet devret mantığı ile işgal ediliyor. Emperyalizmin iştahı kabarmış.

Şimdi bizler 31 Mart’ın bir dönüm noktası olduğuna inanıyoruz. 31 Mart’ta Belediye Başkanlığını kazanan yurtseverler başarı göstermek zorundalar. Bu onlar için tarihi sorumluluk. Belediye başkanlarımıza çalışma alanlarında yardımcı olmakta bizlerin tarihi görevi. Cumhuriyet için hep birlikte başarmak zorundayız.

ÖZEL RÖPORTAJ- PINAR AYTEKİN