Yeni Baraj Mahallesi sakinleri; çok katlı binaların yasa ve yönetmeliklere uygun yapılmadığı, gerekli denetimlerin sağlanmadığı, mahallede toplanma alanı bulunmadığı, apartmanlarda otopark olmadığı ve araçların gelişigüzel şekilde sokağa park edildiğini belirterek; gerek merkezi iktidar ve gerekse de belediyeleri göreve davet etti.
Mahalle sakinleri; olası bir doğal afette kendilerini güvende hissedebilecekleri toplanma alanı olmadığını belirterek; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yerel belediyelerin gerekli kamulaştırmaları yaparak; Yeni Baraj Mahallesi’ne toplanma alanı tahsis edilmesini istediler. Mahalle içerisinde; yasa ve yönetmeliklerin öngördüğü şekilde yeterli yeşil alan, çocuk parkı ve yürüyüş alanı olmadığını belirten mahalle sakinleri; basın açıklaması yaparak seslerini duyurmaya çalıştılar.
Adana Mühendisler Odası Şube Başkanı Hasan Aksungur ve Yönetim Kurulu üyelerinin yanı sıra Kent Konseyi Emekliler Meclisi’nden Ömer Uz, Kadın Adayları Destekleme Derneği (KADER) Başkanı Zuhal Özbelli ile mahalle içerisinde bulunan apartman sakinleri ve apartman yöneticilerinin de katıldığı basın açıklamasını Yeni Baraj Mahallesi sakinlerinin Yusuf Aydın okudu.
Basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi;
“Ülkemiz deprem kuşağında. Her yıl bir bölgemizde yıkıma ve acılara neden olan depremler yaşanıyor.
Adana’nın da Doğu Akdeniz Fay hattı üzerinde olması ve Jeoloji Profesörlerinin dikkat çektiği Hatay-Adana-Kıbrıs’ta deprem beklendiği yönündeki açıklamaları; korku ve endişeye neden olmaktadır.
6 Şubat 2023 günü yaşanan ve merkez üssü Kahramanmaraş olan deprem; 11 İl’de büyük bir yıkıma ve can ve mal kaybına neden oldu.
Yüzyıldır ülkemizde deprem ve doğal afetlere karşı kesin ve bilimsel çözümler üretilemedi. Yaşanan her acı ve yıkım sonrası gerek merkezi iktidar ve gerekse de yerel yetkililer verdikleri hiçbir sözü tutmadı. Halkın can ve mal güvenliğini önemsemedi.
Belki bir İlk olacak ama; bizler Yeni Baraj Mahallesi sakinleri olarak; devletimizden, merkezi iktidardan ve belediyelerimizden daha huzurlu ve güven içerisinde yaşayabilmemiz için mahallemizde çok katlı binalar yapılmasını istemiyoruz.
İkincisi ve en önemlisi; bir doğal afet ve deprem anında binalarımızdan aşağıya indiğimizde kendimizi ve ailemizi güvende hissedebileceğimiz bir boş alan, yani toplanma alanı istiyoruz. Mahallemizde insanların deprem olduğunda sığınabileceği güvenli bir boş alan bulunmamaktadır.
Yeni Baraj Mahallesi’nde çocuklarımızın oyun oynayabileceği, bir arada vakit geçirebileceği yeşil alan ve park yoktur. 2 tane küçük park var, birisi muhtarlığın yanında diğeri ise biraz ileride olup, park demeye bin şahit gerekir.
Yüksek katlı binalarda deprem anında herkes yaşadığı korku ve endişeden dolayı aşağıya inmek için ilk etapta yapılmaması gerekeni yapıp merdivenlere yöneliyor. Elektrikler kesilince de karanlıkta telaştan üzerinde ne varsa öyle çıkıyor. 15-20 katlı binalardan aşağıya inene kadar itiş-kakış ve korkudan dolayı zorlukla kendini dışarıya atabiliyor. Bu durum; özellikle çocuklar ve yaşlılar için adeta çileye dönüşüyor.
Bizler; artık deprem ve doğal afetlerden sonra aynı acıları yaşamak istemiyoruzb Ülkemizin bütün çilesini çeken ve bedel ödeyen insanları olarak huzur ve güven ortamında yaşamak isteğimizi haykırıyor; merkezi iktidar ve yerel yönetimlerden istek ve önerilerimize ciddiyetle yaklaşıp gereken önlemleri almasını bekliyoruz.
Adana; dünyanın en büyük köyü konumunu sürdürüyor. Her tarafı yasa ve yönetmeliklere uygun olmayan yüksek binalarla doldu. Adeta tek bir metrekare boş yer bırakılmadı. Her yanımız çok katlı bina oldu.
1 Yeşil alan, çocuk parkı, yürüyüş alanı yok.
2 Kentleşme; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredilmiş, belediyeler devre dışı bırakılmış durumda.
3 80 m2 evlerin olduğu çok katlı binalarda olması gereken otopark yok. Araçlar gelişigüzel bir şekilde sokağa park edilmiş durumda.
4 Yaşam alanlarımız gasp edilmiş halde.
5 Çok katlı binalarda gerekli yapı denetimi yapılmadığı gibi; her önüne gelen müteahhit olmuş durumda. “
“YÜKSEK KATLI BİNALAR YAPILMASIN”
Mahalle sakinlerinden Yusuf Aydın, Yeni Baraj Mahallesi’nde 130 daireli 17 katlı 1+1 binalar yapıldığını ancak yasanın emrettiği otopark yapılmadığını, araçların sokaklara park edildiğini, olası bir yangın veya hasta nakli gerektiğinde ambulans ve itfaiye araçlarının sokağa giremeyeceğini belirterek, “İnşaat sektörü desteklenirken, yasalara uygunluk gözardı edilmiş. Mahallemiz adeta bina ormanı halinde. Deprem sonrasında etrafta tek bir toplanma alnı ve boş arsa bulamadığımız için SSK Hastanesi kenarına sığındık. Adanalılar araçlarına binip kent dışına tarlalara kaçtı. Mevcut yasalar insanları depremden kurtarmaya değil adeta kısa yoldan ölüme göndermek için yapılmış gibi. Ormanlar ve meralar yapılaşmaya açıldı, kıyılar ve zeytinlikler de rant aracı haline getirilmeye çalışılıyor. Afetlere ve salgın hastalıklara karşı yeterince önlem alındığına inanmıyorum.”