Çulhaoğlu yaptığı basın açıklamasında, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2020 Nisan’da tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) yıllık yüzde 10,94, aylık yüzde 0,85 artarken, aylık bazda fiyatı en çok artan ürünler, patates soğan ve sarımsak oldu. Nisan’da aylık bazda fiyat artışı sarımsakta yüzde 46,18, kuru soğanda yüzde 37,50, patateste yüzde 31,02 oldu. Sarımsak yüzde 149’luk fiyat artışıyla 2019 yılında da zam şampiyonu olmuştu. Fiyat artışlarında en büyük etken tarımdaki plansızlıktır. Nisan’da bir kilogram patates fiyatının Türkiye İstatistik Kurumunda 4,2 TL, markette 6 TL olduğunu ancak hasat başlayan Adana’da fiyatın 90 kuruş olduğunu belirten Çulhaoğlu; üreticinin sattığı fiyatla tüketicinin satın aldığı fiyat arasındaki %550’ye varan uçurumun halkımız aleyhine sorun olmaya devam ettiğini, patates, soğan ve limonda ihracat kısıtlamalarına gidildiğini ancak buna rağmen fiyat artışlarının devam ettiğini, normalde ihracatına kısıtlama getirilen üründe fiyat düşüşü olması gerektiğini ancak bizde tam tersi işler olmaya devam ediyor dedi.
Patates, soğan ve limonun Nisan 2020’de fiyatı yüzde 16,86 arttı diyen Çulhaoğlu, Plansız yönetmenin, üretici fiyatı ile tüketici fiyatı arasındaki büyük farkının, girdi fiyatlarındaki yükseklik ve ithalat nedeniyle çiftçi üretimden vazgeçmektedir. Fiyatı en çok artan ürünler hep tarım ürünleri oluyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) oyunlarına rağmen bir çok kesimde olduğu gibi üretim kesiminde de çok büyük sıkıntılar olduğu gün gibi ortadadır. Kazanamayan çiftçi üretimden vazgeçiyor. Çiftçi üretimden vazgeçince fiyatlar daha çok artıyor. Fiyat artınca ithalata başvuruluyor ve çiftçi üretimden daha çok kaçıyor. Bu durumda fiyatlar daha da fahiş bir şekilde artıyor. Tarımın tam bir çıkmaz içinde olduğunu cümle alem biliyor da bir tek iktidarın bundan haberi yok. Bilindiği gibi patateste soğanda nisan ayı geçiş dönemidir. Eski ürünün depolarda tükenip yeni ürünün henüz toplanmadığı bir ayda fiyatların artmasına da sebep oldular. Halkımızın temel gıda maddelerini pahalı yemesine göz yummak kabul edilebilir bir şey değildir. Sağlık gerekçesiyle bu ürünlerde talebin artacağını, bunun sonucunda fiyatların çok fazla arttıracağının bilinmesine rağmen gerekli tedbirleri almayan Ak Parti iktidarı burada da beceriksiz bir yönetim göstermiştir.
Adanalı üretici ve yetiştiricilerimizden gelen son serzenişleri 30 Mart ve 13 Nisan 2020 tarihlerinde Tarım ve Orman Bakanına yazılı önergeler ile bildirdim ve çeşitli sorular sordum. Bu önergelerimde, Yağlı Tohumlar için 2019 yılı destekleme ödemelerinin halen yapılmadığını bu ödemelerin ne zaman yapılacağını sordum. İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından ödenecek destekleme listelerinin hazırlanıp Tarım ve Orman Bakanlığına gönderildiğini, Bakanlığın ödeme yapılacak demesine rağmen bu ödemelerin halen yapılmamış olduğunu öğrendim. Aynı önergelerimde buzağı yetiştiricilerinin 2019 destekleme ödemelerini de sormuştum. Aldığım bilgiler ilk üç aylık ödemeler yapılmaya başlamış ama kalan 9 aylık ödemenin ne zaman yapılacağı belirtilmemiştir. Sürekli artan dolar kuru nedeniyle ithal yem fiyatları artmakta ve bu da Adanalı çiftçilerimizi zora sokmaktadır, buna biran önce önlem alın dedim ama buna herhangi bir cevap alamadım. Görülüyor ki çiftçilerimizin bu serzenişlerini duymamaya kararlılar ve plansız günübirlik kararlar ile çiftçimizi daha da zor günlere sürükleyecekler.
Her geçen gün kayıptır. Hükümete her defasında gelir yaratmak için üretime yönelmelerini, çiftçimizin girdi maliyetlerinin en önemlileri olan mazot, ilaç ve gübre fiyatlarının düşürülmesini, daha fazla desteklenmesini söylüyoruz. Tarım arazilerini, mera ve otlakları hazineden kum, taş ve mermer ocağı açtırmak için uzun vadeler ile yandaşlara Milli Emlak’tan kiralattırmak tarımı bitirir, birkaç kişiyi zengin etmek pahasına, tarım arazilerinin yok edilmesi ülkemiz geleceğini yok etmektir diyoruz. Krediyle, borçla yönetmenin fayda getirmeyeceğini söylüyoruz İthalata dayalı tüketim ekonomisi yaratarak hazinemizin gelirlerini çar çur etmeye devam ediyorsunuz diyoruz. Bunlar Şahsi itibara ve saltanata yöneldikleri gibi egoları da tavan yaptı. Milletimiz işim, aşım, geçimim diyor, onlar elindeki yandaş basın ve trollerine dezenfarmasyon yaptırarak bu söylemlerin geniş kitlelere ulaşmasını engellettirip koltuklarını koruma peşindeler. Hükümet edenlere çağrım büyük kırılma anlarında umut bağladığınız özel sektörden de artık çok şey beklemeyin, onlar da büyük yara aldılar, onları da önlerini göremez, yatırım yapamaz hale getirdiniz. Büyük Türk Milleti hükümetin başka milletler için sarf ettiği gayreti kendi milletinden esirgeyenleri bir kenara not etmeye devam ediyor dedi.