CHP’DEN KORONAVİRÜS SALGINIYLA MÜCADELE ÖNERİLERİ | Yeni Bizim Adana Gazetesi Web SitesiYeni Bizim Adana Gazetesi Web Sitesi

SON DAKİKA

CHP’DEN KORONAVİRÜS SALGINIYLA MÜCADELE ÖNERİLERİ

Bu haber 03 Nisan 2020 - 11:57 'de eklendi ve 103 views kez görüntülendi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Başkanı Mehmet Çelebi, Covid-19 salgınında virüsün yayılımının önüne geçmek için geçici süreli sokağa çıkma yasağına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Salgının siyaset malzemesi yapılamayacak kadar önemli küresel bir sorun olduğunu ifade eden Çelebi, iktidara salgınla mücadele konusunda öneriler sundu.

356 YURTTAŞIMIZ YAŞAMINI YİTİRDİ

İl Başkanı Mehmet Çelebi, CHP Adana İl, Seyhan, Çukurova, Yüreğir, Sarıçam İlçe örgütleri ile il ve ilçe kadın, gençlik kollarından oluşan “CHP Adana Kriz Yönetimi” adına yaptığı açıklamada şu ana dek virüs nedeniyle 356 yurttaşın yaşamını yitirdiğini, 18.135 yurttaşta ise virüs tespit edildiğini hatırlattı.

SOSYAL İZOLASYONU SAĞLAMAK İÇİN SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI UYGULANMALI

İktidarın virüsle mücadele sürecini yönetemediğini belirten Çelebi, “Bilim Kurulu ve başta olmak üzere herkes sosyal izolasyon çağrısı yaparken, sosyal izolasyonun sağlanabildiğini söylemek de mümkün değil. Faturalarını, vergi borçlarını ödemek, evine ekmek götürmek, ailesinin geçimini sağlamak zorunda olan milyonlarca insan her türlü riski göze alarak evinden çıkmak zorunda kalıyor.Virüsün yayılımını engelleyecek sosyal izolasyonu sağlamanın tek yolu, geçici süreli sokağa çıkma yasağı uygulamaktır. Bilim kurulunun da bu uygulamayı önerdiği bilinmekte ancak iktidar ısrarla bu kararı almaktan kaçınarak salgının üyümesine göz yummaktadır” diye konuştu.

SİYASET MALZEMESİ YAPILAMAYACAK KADAR ÖNEMLİ KÜRESEL BİR SORUN

Koronavirüs salgınının toplum sağlığını ilgilendiren, siyaset malzemesi yapılmayacak kadar önemli bir küresel bir sorun olduğunun altını çizen Çelebi, Covid-19 salgınının yarattığı olumsuzlukların önüne geçilebilmesi için iktidara şu önerileri sundu:

VİRÜSLE MÜCADELE KONUSUNDA ÖNERİLER

·         “İktidar acil ve zorunlu mal ve hizmet üretimi dışında bütün işleri geçici olarak durdurmalı, ivedi olarak geçici süreli sokağa çıkma yasağı ilan etmelidir.

·         Virüsün daha fazla yayılması ve can kayıplarının artmasının önüne geçmek için, salgın tehdidi bitene kadar elektrik, su, internet, doğalgaz faturaları devlet tarafından ödenmelidir.

·         Vergi borçları, esnafın, öğrencilerin ve tüm yurttaşların kredi borçları faizsiz olarak salgın sonuna kadar ötelenmelidir.  (Bireysel kredileri haziran ayına kadar öteleme olanağı sunan bankaların bu işlem için fahiş oranda faiz istediği bilinmektedir.)

·         Virüsle mücadele nedeniyle kapatılan işyerlerinde çalışanların işten çıkarılması ve ücretsiz izin uygulaması yasaklanmalıdır.

·         İşletme sahiplerinin mağduriyeti (vergi, prim, stopaj, kira vs.) ile çalışanların ücretleri salgın sonuna dek devlet tarafından ödenmelidir.

·         Salgın öncesinde de işsiz olan ve günübirlik işlerle geçimini sağlayan yurttaşlar ile yardıma ihtiyacı olan yurttaşlara gıda ve nakdi yardım devlet tarafından ayrımsız olarak yapılmalı, insanların evden çıkmasının önüne geçilmelidir.

·         Tüm sağlık hizmetleri ücretsiz sunulmalı, özel hastaneler salgın sonuna kadar kamulaştırılmalıdır.

·         Virüsle mücadelenin kahramanları olan sağlık çalışanlarını virüsten koruyacak donanımlar eksiksiz olarak tüm sağlık kurumları (hastane, tıp merkezi, eczane vs)  için tedarik edilmelidir.

·         Sağlık çalışanlarının tümünün (hekim, hemşire, güvenlik görevlisi, hasta bakıcı, sekreter, temizlik görevlisi, idari personel vs..) virüse karşı koruyucu ekipmanı kullanabilmesi sağlanmalıdır.

·         Sağlık çalışanları düzenli olarak virüs testinden geçirilmelidir.

·         Aynı statüdeki sağlık çalışanları arasındaki çalışma koşulları ve ücret ayrımlarına derhal son verilmelidir. (örneğin, birimde çalışıp aynı işi yapan üç farklı hemşire kadrosu bulunmakta, büyük ücret farkları olduğu gibi, ek ödemeden 4/D statüsündeki hemşireler ve diğer sağlık çalışanları yararlanamamaktadır)

·         Yerel yönetimlerin sunduğu temiz ve atık su başta olmak üzere, hizmetlerinin aksamaması için onlara merkezi bütçeden daha çok kaynak aktarılmalıdır.

·         Sivil havacılık, , finans, iletişim, gıda, lojistik gibi stratejik sektörlerde yaşanan krize devlet müdahale etmeli, gerektiğinde bu sektörlerde ivedi olarak kamulaştırma yapılmalıdır.

·         Virüsle mücadele sürecinin uzun süreceği gerçeğinden yola çıkılarak, çalışanların virüsten korunmasını sağlayacak önlemler alınıp solunum cihazı, hızlı sonuç alıcı tanı kitleri, maske/filtreli maske ve sağlık çalışanları için koruyucu giysi vb. sağlık ürünlerinin üretimi atıl hale gelen fabrikalarda, atölyelerde, yerel yönetimler bünyesinde yapılmalıdır.

·         Maske, dezenfektan gibi sağlık ve temizlik ürünlerindeki fahiş fiyat artışı önlenmeli, bu ürünler halka ücretsiz ya da maliyet fiyatı karşılığında sunulmalıdır.

·         Tüm dünyanın virüsle mücadele ettiği bu kritik dönemde ülkemizin gıda ihtiyacını karşılayacak önlemler ivedi olarak alınmalıdır. Tarımda dışa bağımlı olduğumuz gerçeği göz önünde bulundurularak, çiftçilerin borçları ve kredileri ya devlet tarafından karşılanmalı ya silinmeli, ya da faizleri silinip borçları ötelenerek salgın sonrasında ödenmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır.

·         Ülkemizin önümüzdeki aylarda ortaya çıkabilecek temel gıda ihtiyacını karşılayabilmek için tarımda seferberlik ilan edilmelidir. Üretim planlaması yapılmalı, girdi maliyetleri üzerindeki vergiler kaldırılmalı, çiftçiler desteklenmeli, gıda ürünlerindeki fahiş fiyat artışları önlenmelidir.

·          İnsan hayatından daha önemli bir şey yoktur. Bu nedenle kamu kaynakları halkın sağlığını, can güvenliğini sağlayacak önlemler için harcanmalı, Kanal İstanbul gibi kamuoyunda tartışılan, halkın istemediği anlamsız, ranta dayalı, uçuk kaçık, kamu yararı taşımayan projelere son verilmelidir.

·         Devlet garantisi verilen üçüncü köprü, otoyol geçişleri gibi ödemelere son verilmeli, bu kaynaklar sağlık sektörüne yönlendirilmelidir.

·         İktidar halk üzerinde kurduğu baskıcı yönetim anlayışından bir an önce vazgeçmeli, salgını bu yönetim anlayışını sertleştirmek için bir fırsat olarak görmemelidir.

·         Türk Tabipleri Birliği ve Türk Diş Hekimleri Birliğinin temsilcileri bilim kurulunda yer almalıdır.

·         Salgın önlemleriyle ilgili toplantılarda ve kurullarda siyasi partilerin, sendikaların, meslek örgütlerinin, tarım paydaşlarının da yer alması sağlanmalı kararlar toplumsal uzlaşıyla alınmalıdır. Bu kararların bilim kurulunun kararlarıyla uyumlu ve istikrarlı olarak

uygulanması sağlanmalıdır.”