“30 Ağustos Zafer Bayramı’nı Gelecek Nesillere Aktarmalıyız” | Yeni Bizim Adana Gazetesi Web SitesiYeni Bizim Adana Gazetesi Web Sitesi

SON DAKİKA

“30 Ağustos Zafer Bayramı’nı Gelecek Nesillere Aktarmalıyız”

Bu haber 31 Ağustos 2022 - 11:33 'de eklendi ve 289 views kez görüntülendi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adana İl Örgütü, İl Başkanı Mehmet Çelebi başkanlığında 30 Ağustos
Zafer Bayramı münasebetiyle Atatürk Anıtı’na çelenk bırakıp, kutlama programı tertip etti,
ardından basın açıklaması düzenledi.

Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Müzik ve marşların çalındığı
programa CHP İl Başkanı Mehmet Çelebi, belediye başkanları, merkez ilçe başkanları, kadın ve
gençlik kolları başkanları ve üyeleri, il ve ilçe yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda partili katıldı. Şölen
havasında geçen kutlama programında konuşan İl Başkanı Mehmet Çelebi, bin bir güçlükle, zorluk ve
yokluk içinde kazanılan 30 Ağustos Zafer Bayramı'nın kıymetini bilip, kazanılan zaferi gelecek nesillere
aktarılması gerektiğini vurguladı.

CHP İl Başkanı Mehmet Çelebi’nin açıklaması:

Bugün, topraklarının işgal edilmesine karşı tüm varlığıyla seferber olan bir halkın, özgürlük ve
bağımsızlık mücadelesini zaferle taçlandırdığı 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlamak ve bu zaferin
mimarı gazi Mustafa Kemal Atatürk ve mücadele arkadaşlarını anmak için bir aradayız. Tarihin hiçbir
döneminde zulme boyun eğmeyen, zalime geçit vermeyen halkımız, dünyada eşi görülmemiş bir
direnişi ve tüm mazlum halkalara esin kaynağı olmuş bir mücadeleyi başarıya ulaştırmıştır. Kurtuluş
mücadelesini zaferle sonuçlandırıp, Cumhuriyeti kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, mücadele
arkadaşlarını ve ülkemizin bağımsızlığı uğruna canlarını feda eden kahraman şehitlerimizi rahmetle,
saygıyla ve minnetle anıyoruz.

100 yıl önce savaşlardan yorulmuş, orduları dağılmış, kaynakları tükenmiş, halkı yoksullaşmış ve işgal
güçleri tarafından kuşatılmış bir ülkeyi; küllerinden doğuran güç Büyük Önder Mustafa Kemal ve tabi
ki milletimizin azim ve kararlılığı idi. Büyük bedeller ödeyerek, nice badireler atlatarak, kurulan Laik
Demokratik Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne yazık ki Cumhuriyet tarihimizin en kötü dönemlerini
yaşamaktadır. Devletin bütün kurumlarının liyakatten ve adaletten uzak, partizan bir yönetim
anlayışıyla kuşatılmış olduğunu görüyoruz. Ülke kaynaklarının bir avuç yandaşa akıtıldığı, vatandaşın
giderek yoksullaştığı bir talan ve rant düzeni hüküm sürüyor. Muhalif sanatçıların, gazetecilerin,
siyasetçilerin, akademisyenlerin tutuklandığı; uyuşturucu baronlarının, hırsızların, katillerin, çetelerin
kol gezdiği vicdanları kanatan bir döneme tanıklık ediyoruz. Hukukun üstünlüğü yerine, üstünlerinin
hukukunu savunan; haklının değil güçlünün yanında olan; vatandaş yerine yandaşını koruyan bir
siyasal iktidar ile karşı karşıyayız.

Çiftçisi üretemez hale gelen, emeklisi çalışmak zorunda kalan, esnafı kepenk kapatan, öğrencisi
perişan, mezunları işsiz, doktorları mutsuz kısacası toplumun büyük bir kesiminin canından bezdiği bir
Türkiye gerçeğini yaşıyoruz. 100 yıl önceki olumsuz koşullarla tamamen olmasa da birçok açıdan
benzerlik gösteren yeni bir kurtuluş mücadelesinin içinden geçiyoruz. Şu anda cumhurbaşkanlığı
yüksek istişare kurulunda olan, AKP milletvekili olduğu dönemde gazi meclisimize başkanlık yapmış
İsmail Kahraman isimli zat, katıldığı 30 Ağustos programında Atatürk’ü anmak yerine kurtuluş mücadelesini yok sayan, küçük düşürmeye çalışan safsatalar anlatıyor. Afyonkarahisar’ın AKP’li
Belediye Başkanı, Afyon’un kurtuluşunun 100.yıldönümünde yaptığı konuşmada ‘’keşke yunan galip
gelseydi’’ diyen Kadir Mısırlıoğlu’nu anma cüretinde bulunabiliyor. Atatürk’e, Cumhuriyetimize ve
Cumhuriyet değerlerimize senelerdir yapılan bu saldırılar asla hedefine ulaşamayacak.

Atatürk’ün her olumsuz koşulda aklımıza gelen gençliğe hitabesinde ki o değerli ifadelerini
hatırlayalım: ‘’Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde
iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar
sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret
içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi
vazifen, Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil
kanda mevcuttur”

Baskılarla, yasaklarla, hukuksuz kararlarla sindirilmeye çalışılan halkımız bilmelidir ki; bu korku
imparatorluğu ilk seçimde çökecek. Farklı düşüneni düşmanlaştıran, toplumu kutuplaştıran, milleti
yoksullaştıran bu saray iktidarına milletimiz sandıkta tarihi bir ders verecek. Biz de Cumhuriyetin ve
halkın partisi olarak toplumsal muhalefeti örgütleyip, birleştirip, halkımızla omuz omuza verip Türkiye
Cumhuriyetinin 100. yılında büyük değişim yolculuğuna öncülük ediyoruz. Partimizin ve ülkemizin
kurucusu Atatürk’ün, mücadele arkadaşlarını, şehitlerimizi bir kez daha saygıyla anarak 30 Ağustos
Zafer Bayramınızı içtenlikle kutluyorum.