Anla… | Yeni Bizim Adana Gazetesi Web SitesiYeni Bizim Adana Gazetesi Web Sitesi

SON DAKİKA

Anla…

Bu haber 18 Şubat 2020 - 13:36 'de eklendi ve 155 views kez görüntülendi.

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:

Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına

Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır

Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

Ataol Behramoğlu

***
Elbette hepimiz büyük yaşamak isteriz. Kimimiz ise büyük yaşamak yerine saplantılar içinde egomuzun tutsağı oluruz. Kimimiz makam sahipliği sarhoşluğuyla, kimimiz güç zehirlenmesiyle, kimimiz bitmez tükenmez bir hırs içinde akıp gideriz geriye hiçlikler bırakarak…

**

Bin yıldır yaşadığımız bu topraklarda birbirimizin kanını içtik. Asırlar geçti de nefretin esaretinden kurtulamadık. Hala ayrışmaya devam ediyoruz. Başımıza bir felaket geldiği zaman kenetleniyoruz kenetlenmesine de, bu defa da bir ülkenin ortak acısı üzerinden ayrıştırılıyoruz.

**

Bir ülkede kitlesel katliamların, toplu ölümlerin bilançosu tutuluyorsa, ölümler zirve yapmışsa, iş cinayetlerinde dünyanın en hatırlı ülkelerinden biri haline gelmişsek, kadın cinayetleri yüzde bin 700 artmışsa, çocuk tecavüzleri bile “Bir kereden bir şey olmaz” diye aklanmaya çalışılmışsa, yakın tarihin utançlarla doluysa ve hala hesap sormak bir yana bütün iğrençliklerin üzeri örtülmek isteniyorsa acaba kime yazıklar olsun?

**

Halka yalan söylemek suçtur. Gözümüzün içine baka baka yalan söylüyorlarsa, ihmalden ölümlerde bile sesini yükselten hain ilan ediliyorsa, kan dökülmemesini istemek vatan hainliğiyle eşdeğer görülüyorsa, birileri palazlandıkça palazlanıyorsa, yoksulluk, işsizlik alıp başını gitmişse durup düşünmenin zamanı değil mi?

**

Bir yanda bir yılda işini kaybeden milyon üzeri insan, bir yanda iş bulma umudunu yitiren milyonlarca genç… Toplu intiharlar,  oğluna pantolon alamadığı için intihar eden bir adam, “Çocuklarım aç” diye haykırıp devletin valiliği önünde kendini yakan bir baba, yoksul ocaklara, dağ köylerine, varoşlara bayrak bayrak gelen tabutlar, köşeeli yüreğindeki anaların, babaların çığlıkları ve  tepeden tırnağa acıya kesmiş bir ülke…

**

Uzun uzun susuyoruz. Ve Şükrü Erbaş’ın dediği gibi “kimse kendinden bir yere gitmiyor/yaşıyoruz sessizce yaramızı severek” Aslında anlamak gerek bazı şeyleri. Düşün, uyan sadece derin uykudan. Ve inanma sırtını sıvazlayıp seni aç, işsiz bırakan, yoksullaştıran anlayışa. Tıpkı Nazım’ın 5 satırla şiirindeki gibi anla…

**

Annelerin ninnilerinden
spikerin okuduğu habere kadar,
yürekte, kitapta ve sokakta yenebilmek yalanı,
anlamak, sevgilim, o, bir müthiş bahtiyarlık,
anlamak gideni ve gelmekte olanı.

Murat Yildizmuratyildiz_0101@hotmail.com